Page 489 - Evrim Aldatmacası
P. 489

A D N A N      O K T A R    ( H A R U N     Y A H Y A )


              "Darwinizm'in çökertilmesi bir yana, asıl tehlike bu konu" mesajları
              vermiş, kendi felsefesinin bir dayanağı olmadığını hissettiği için de,

              "öyleyse siz anlattıklarınızı ispatlayın" anlamına gelen isteklerde
              bulunmuştur. Ancak asıl ilginç nokta, söz konusu yazarın, gerçeği bir
              türlü kavrayamadığını gösteren satırlar yazmış olmasıdır.

                   Örneğin Şenel, tamamen bu konuyu ele aldığı bir makalesinde, dış
              dünyanın beynin içinde görüntü olarak algılandığını kabul etmiştir.

              Ama,  "Beynimdeki görüntülerin dış dünyada karşılığı olup olmadığını
              bilmiyorum, ama aynı şey telefonla konuşma yaptığımda da geçerlidir;
              telefonla konuşurken karşımdaki kişiyi göremem, fakat sonradan yüz
              yüze konuşurken bu konuşmayı doğrulatabilirim" diye yazmıştır. 276

                   Söz konusu yazar, bu benzetmeyle şunu kastetmektedir: "Eğer algı-

              larımızdan kuşkulanırsak, maddenin aslına bakıp gerçeği kontrol ede-
              biliriz." Oysa bu çok açık bir yanılgıdır, çünkü bizim maddenin aslına
              ulaşmamız kesinlikle mümkün değildir.  Hiçbir zaman zihnimizin
              dışına çıkıp "dışarıda" ne olduğunu bilemeyiz. Telefondaki sesin kar-

              şılığı olup olmadığı telefondaki kişiye doğrulatılabilir. Ama bu doğru-
              latma da tamamen zihinde yaşanan bir doğrulatmadan ibarettir.

                   Nitekim bu kişiler aynı olayları rüyalarında da yaşarlar. Örneğin,
              Şenel rüyasında da telefonla konuştuğunu, ardından bunu konuştuğu
              kişiye onaylattığını görebilir. Aynı şekilde Pekünlü, rüyasında da "büyük

              bir tehlike"yle karşı karşıya olduğunu hissedip, karşısındaki insanlara
              Lenin'in asırlık eserlerini tavsiye edebilir. Ama, söz konusu materyalist-
              ler ne yaparlarsa yapsınlar yaşadıkları olayların, konuştukları kişilerin
              dış dünyada var olan asıllarıyla hiçbir zaman muhatap olmadıkları ger-
              çeğini inkar edemezler.












                                                                             487
   484   485   486   487   488   489   490   491   492   493   494