Page 488 - Evrim Aldatmacası
P. 488

E V R İ M       A L D A T M A C A S I


                   Duyularımızla algıladığımız nesnel gerçekliği bir kere yadsıdın mı,
                   kuşkuculuğa (agnostisizm) ve öznelciliğe (subjektivizme) kayacağın-
                   dan, fideizme (dini inanca) karşı kullanacağın tüm silahları yitirir-

                   sin; bu da fideizmin istediği şeydir. Parmağını kaptırdın mı, önce
                   kolun sonra tüm benliğin gider. Duyuları nesnel dünyanın bir
                   görüntüsü olarak değil de, özel bir öğe olarak aldığında, diğer bir
                   deyişle materyalizmden ödün verdiğinde, benliğini fideizme kaptı-

                   rırsın. Sonra duyular hiç kimsenin duyuları olur, us hiç kimsenin
                   usu, ruh hiç kimsenin ruhu, istenç hiç kimsenin istenci olur. 275

                   Bu satırlar, Lenin'in büyük bir korkuyla fark ettiği ve hem kendi
              kafasından hem de "yoldaş"larının kafalarından silmek istediği gerçe-
              ğin, günümüzün materyalistlerini de aynı biçimde tedirgin ettiğini gös-
              termektedir. Ama Pekünlü ve diğer materyalistler Lenin'den daha da

              büyük bir tedirginlik içindedirler; çünkü bu gerçeğin bundan 100 yıl
              öncesine göre çok daha açık, kesin ve güçlü bir biçimde ortaya kondu-
              ğunun farkındadırlar. Bu konu, tüm dünya tarihinde ilk kez bu kadar
              karşı konulamaz bir biçimde anlatılmaktadır.

                   Buna rağmen birçok materyalist bilim adamı "maddenin dışarıdaki

              aslıyla hiçbir zaman muhatap olmadığımız" gerçeğini son derece yüzeysel
              bir bakış açısıyla değerlendirmektedir. Çünkü burada anlatılan konu bir
              insanın hayatında karşılaşabileceği en önemli, en heyecan verici konu-
              lardan biridir. Bu derece çarpıcı bir konu ile daha önce yüz yüze gelmiş
              olmaları mümkün değildir. Buna rağmen söz konusu bilim adamlarının

              gösterdikleri tepkiler ya da konuşma ve yazılarındaki üslup, son derece
              yüzeysel bir kavrayışa sahip olduklarını ele vermektedir.

                   Öyle ki bazı materyalistlerin burada anlatılanlara gösterdikleri tep-
              kiler, materyalizme olan körü körüne bağlılıklarının onlarda bir tür
              mantıksal tahribat oluşturduğunu ve bu nedenle konuyu anlamaktan

              çok uzak olduklarını göstermiştir. Örneğin yine bir  Bilim ve Ütopya
              yazarı ve öğretim üyesi olan Alaettin Şenel, aynı Rennan Pekünlü gibi



               486
   483   484   485   486   487   488   489   490   491   492   493