Page 499 - Evrim Aldatmacası
P. 499
A
A
U
T
D
D
A A A A D N A N O O K T A R ( H A R U N Y A H Y A )
N
N
N
N
N
N
N
K
Geçmiş ve gelecek için de aynı şey olacaktır ve dünya tastamam bize
göründüğü gibi görünecektir. 277
Beynimiz belirli bir sıralama yöntemine alıştığı için şu anda dünya
Jacob'un anlattığı gibi işlememekte ve bizler de zamanın hep ileri aktı-
ğını düşünmekteyiz. Oysa bu, beynimizin içinde verilen bir karardır ve
dolayısıyla tamamen izafidir. Gerçekte zamanın nasıl aktığını ya da akıp
akmadığını asla bilemeyiz. Bu da zamanın mutlak bir gerçek olmadı-
ğını, sadece bir algı biçimi olduğunu gösterir.
Zamanın bir algı olduğu, 20. yüzyılın en büyük fizikçisi sayılan
Einstein'ın ortaya koyduğu Genel Görecelik Kuramı ile de doğrulan-
mıştır. Lincoln Barnett, Evren ve Einstein adlı kitabında bu konuda şun-
ları yazar:
Salt uzayla birlikte Einstein, sonsuz geçmişten sonsuz geleceğe akan
şaşmaz ve değişmez bir evrensel zaman kavramını da bir yana
bıraktı. Görecelik Kuramı'nı çevreleyen anlaşılmazlığın büyük bölü-
mü, insanların zaman duygusunun da renk duygusu gibi bir algı
biçimi olduğunu kabul etmek istemeyişinden doğuyor... Nasıl uzay
maddi varlıkların olasılı bir sırası ise, zaman da olayların olasılı
bir sırasıdır. Zamanın öznelliğini en iyi Einstein'in sözleri açıklar:
"Bireyin yaşantıları bize bir olaylar dizisi içinde düzenlenmiş görü-
nür. Bu diziden hatırladığımız olaylar 'daha önce' ve 'daha sonra'
ölçüsüne göre sıralanmış gibidir. Bu nedenle birey için bir ben-
zamanı, ya da öznel zaman vardır. Bu zaman kendi içinde ölçüle-
mez. Olaylarla sayılar arasında öyle bir ilgi kurabilirim ki, büyük bir
sayı önceki bir olayla değil de, sonraki bir olayla ilgili olur. 278
Einstein, Barnett'in ifadeleriyle, "uzay ve zamanın da sezgi biçim-
leri olduğunu, renk, biçim ve büyüklük kavramları gibi bunların da
bilinçten ayrılamayacağını göstermiş"tir. Genel Görecelik Kuramı'na
göre "zamanın da, onu ölçtüğümüz olaylar dizisinden ayrı, bağımsız
bir varlığı yoktur." 279
497