Page 141 - Resullerimiz Diyor Ki
P. 141

rini görüntü, ses, koku ve his olarak algılayan kimdir? Beynin için-
            de göze, kulağa, burna ihtiyaç duymadan tüm bunları algılayan bir
            şuur bulunmaktadır. Bu şuur kime aittir?
                Elbette bu şuur beyni oluşturan sinirler, yağ tabakası ve sinir
            hücrelerine ait değildir. İşte bu yüzden, herşeyin maddeden iba-
            ret olduğunu zanneden Darwinist-materyalistler bu sorulara hiç-
            bir cevap verememektedirler. Çünkü bu şuur, Allah'ın yaratmış
            olduğu ruhtur. Ruh, görüntüyü seyretmek için göze, sesi duymak
            için kulağa ihtiyaç duymaz. Bunların da ötesinde düşünmek için
            beyne ihtiyaç duymaz.
                Bu açık ve ilmi gerçeği okuyan her insanın, beynin içindeki
            birkaç santimetreküplük, kapkaranlık mekana tüm kainatı üç bo-
            yutlu, renkli, gölgeli ve ışıklı olarak sığdıran Yüce Allah'ı düşünüp,
            O'ndan korkup, O'na sığınması gerekir.

               Materyalist Bir İnanç

                Buraya kadar incelediklerimiz, evrim teorisinin bilimsel bulgu-
            larla açıkça çelişen bir iddia olduğunu göstermektedir. Teorinin
            hayatın kökeni hakkındaki iddiası bilime aykırıdır, öne sürdüğü ev-
            rim mekanizmalarının hiçbir evrimleştirici etkisi yoktur ve fosiller
            teorinin gerektirdiği ara formların yaşamadıklarını göstermekte-
            dir. Bu durumda, elbette, evrim teorisinin bilime aykırı bir düşün-
            ce olarak bir kenara atılması gerekir. Nitekim tarih boyunca dün-
            ya merkezli evren modeli gibi pek çok düşünce, bilimin günde-
            minden çıkarılmıştır. Ama evrim teorisi ısrarla bilimin gündemin-
            de tutulmaktadır. Hatta bazı insanlar teorinin eleştirilmesini "bili-
            me saldırı" olarak göstermeye bile çalışmaktadırlar. Peki neden?..
               Bu durumun nedeni, evrim teorisinin bazı çevreler için, ken-
            disinden asla vazgeçilemeyecek dogmatik bir inanış oluşudur. Bu
            çevreler, materyalist felsefeye körü körüne bağlıdırlar ve Darwi-
                                                                     139
   136   137   138   139   140   141   142   143   144   145   146