Page 274 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 274

276                                                                                      BEDİÜZZAMAN   SAİD   NURSİ


          muhkem  kal'alarını  zîr  ü  zeber  etmişim.  Onların  en  büyük  dinsiz
          feylesoflarını,hayvandan aşağı düşürmüşüm. Dinsizleriniz dahi için-
          de bulunan bütün avrupa toplansa, Allahın Tevfikiyle beni o mesleği-
                                                            ِ
          min bir mes'elesinden geri çeviremezler;  للّا  َ    ٓش ا   ء       نا mağlûb edemez-
                                                           ْ َ
                                                    ُ ٰ
          ler!..

              Mâdem  böyledir,  ben  sizin  dünyanıza  karışmıyorum,  siz  de  benim
          Âhiretime karışmayınız! Karışsanız da beyhûdedir.

              Takdîr-i Hudâ, kuvvet-i bâzû ile dönmez,
              Bir şem'a ki, Mevlâ yaka, üflemekle sönmez.

              Benim  hakkımda  -müstesna  bir  surette-  ehl-i  dünya  pek  ziyade
          tevehhüm  edip,  âdeta  korkuyorlar.  Bende  bulunmayan  ve  bulunsa  dahi
          siyasî  bir  kusur  teşkil  etmiyen  ve  ittihama  medâr  olmayan  Şeyhlik,
          büyüklük, hânedan, aşîret sahibi, nüfuzlu, etbâı çok, hemşehrileriyle gö-
          rüşmek,  dünya  ahvaliyle  alâkadar  olmak,  hattâ  siyasete  girmek,  hattâ
          muhalif olmak gibi bende bulunmayan emirleri tahayyül ederek evhâma
          düşmüşler.  Hattâ  hapiste  ve  hariçteki,  yâni  kendilerince  kabil-i  afv
          olmıyanların dahi aflarını müzakere ettikleri sırada, beni âdeta herşeyden
          men'ettiler. Fenâ ve fâni bir adamın, güzel ve bâki şöyle bir sözü var :

                 Zulmün topu var, güllesi var, kal'ası varsa;
                 Hakkın da bükülmez kolu, dönmez yüzü vardır.

                 Ben de derim :

                 Ehl-i dünyanın hükmü var, şevketi var, kuvveti varsa;
                 Kur'anın Feyziyle, Hâdiminde de :
                 Şaşırmaz İlmi, susmaz Sözü vardır,
                 Yanılmaz Kalbi, sönmez Nûru vardır.

              Çok dostlarla beraber bana nezaret eden bir kumandan, mükerreren
          suâl ettiler: Neden vesika için müracaat etmiyorsun, istida vermiyorsun?

              Elcevab: Beş altı sebeb için müracaat etmiyorum ve edemiyorum.

              Birincisi:  Ben  ehl-i  dünyanın  dünyasına  karışmadım  ki  onların
          mahkûmu olayım, onlara müracaat edeyim. Ben, Kader-i İlâhinin mahkû-
          muyum    ve    Ona    karşı    kusurum    var,    Ona   müracaat   ediyorum.
   269   270   271   272   273   274   275   276   277   278   279