Page 419 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 419

İslâmiyet düşmanları, Bediüzzaman Said Nursî ve Nur Talebelerini
           mahkemelere sevkederken, ortalığa korkular ve tehditler yayarlar, resmî
           makamlara bütün bütün uydurma malûmatlar yazdırırlar, herkesi Bediüz-
           zaman  ve  Risale-i  Nurdan  uzaklaştırmak  için  uğraşırlar,  Nur  Talebele-
           rinin  aralarına  fesad  sokarak  Tesanüdlerini  bozmak  için  entrikalar
           çevirirler.

               Bediüzzaman Said Nursî, Nur Talebelerinin menfî propaganda-
           lara  aldanmamaları..  ve  hem  de  Nur  Talebelerinin,  Sevgili  Üstad-
           lariyle görüşmek iştiyakı şiddetli olduğundan bu Ruhî ihtiyacı tatmin
           için,  sair  zamanlarda  olduğu  gibi,  Denizli  hapsinde  de  yazdığı
           Mektublardan  bir  kısmını  buraya  dercediyoruz.  Hapishanelerde
           yazılan  Mektub  ve  Eserleri  Nur  Talebeleri  gizlice  Üstadlarından
           getirmeyi  temin  ederler.  Zira  Hazret-i  Üstad,  her  hapishanede
           tecrid-i  mutlak  içinde  bırakılmış  ve  başkalariyle  görüşmesi  yasak
           edilmiştir!

                                             * * *

               Bu Fıkra Bir casus Vasıtasiyle Resmî Memurların Eline Geçtiği için
           "Lâhikaya Girmiştir."

                         ِ
                                                                      ِ
                            ِ
                       دمحب  حب   يُ   ِ         ء     ا   َّلا  ْ  ْ  ِ    ن     م   ن   َ شَ  ِ   او                       ن   ه  اح   بس    ه      ِ      مساب
                     ِ  ه
                                                           َ َ ُ
                                              َ ْ
                      ْ َ
                             َ ُ
                           ُ
                                                                    ْ
                                                             ْ ُ
                            ِّ

               Ramazan-ı Şerifden birgün evvel, gizli zındık düşmanlarım tarafın-
           dan  verildiğine  kuvvetli  ihtimal  verdiğimiz  -doktorun  tasdikiyle-  bir
           zehirin  hastalığıyle  hararetim  kırk  dereceden  geçmeye  başlamış  iken,
           Kastamonu'da  adliye  müddeimumileri  ve  taharrî  komiserleri,  menzilimi
           taharrî  etmeye  geldiler.  Ben,  o  dakikadan  sonra,  başıma  gelen  dehşetli
           taarruzu,  bir  Hiss-i  Kablelvuku  ile  anlıyarak  ve  "Şiddetli  zehirli
           hastalığım  dahi  ölüme  gidiyor."  diye  Isparta  Vilâyetinde  kıymetdar
           Kardeşlerimin  kucaklarında  Teslim-i  Ruh  edip  o  mübarek  toprakta
           defnolmamı, Kalben niyaz ettim. Hizbül-Ekberül-Kur'ân'ı açtım. Birden
           bu Âyet-i Kerime
                                           ِ
                                                    ِ
                                                                  ِ
                                    ِ
                            ِ ِ
                            ر    ب   ك    دمح ِ   ب  حبسو ا   ننيع  ِ    ك     ب   َا  َّ َ    ناف    ك    ِ   بر ِمْكح ِ      ل    بص او
                                         َ ُ ْ
                          ِّ  َ َ  ْ َ  ْ َ َ            ِّ  َ َ َ  ُ  ْ ْ  َ
                                    ِّ

               karşıma çıktı, "Bana bak!" dedi. Ben de baktım, üç kuvvetli emare
   414   415   416   417   418   419   420   421   422   423   424