Page 424 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 424

426                                                                                      BEDİÜZZAMAN   SAİD   NURSİ



                                                ِ
                                         نا   ه    ح   بس    ه      مسا ِ   ب
                                          َ َ ُ
                                                  ْ
                                            ْ ُ

              Bayramınızı tekrar tebrikle beraber, sureten görüşmediğimize teessüf
                                                                            ِ
          etmeyiniz. Bizler hakikaten daima beraberiz. Ebed yolunda da  ا    ء   َ ٰ  آش  نا

                                                                    للّ
                                                                           ْ َ
                                                                    ُ
          bu  beraberlik  devam  edecek.  Îmanî  Hizmetinizde  kazandığınız  Ebedî
          Sevablar  ve  Ruhî  ve  Kalbî  Faziletler  ve  Sevinçler,  şimdiki  geçici  ve
          muvakkat  gamları  ve  sıkıntıları  hiçe  indirir  kanaatındayım.  Şimdiye
          kadar,  Risale-i  Nur  Şâkirdleri  gibi,  çok  Kudsî  Hizmette  çok  az  zahmet
          çekenler olmamış. Evet cennet ucuz değil! İki hayatı imha eden küfr-ü
          mutlaktan  kurtarmak,  bu  zamanda  pek  çok  ehemmiyetlidir.  Bir  parça
          meşakkat  olsa  da,  Şevk  ve  Şükür  ve  Sabırla  karşılamalı.  Madem  bizi
          çalıştıran  Hâlikımız  Rahîm  ve  Hakîmdir;  başa  gelen  herşey'i  Rıza  ile,
          Sevinç ile, Rahmetine, Hikmetine îtimad ile karşılamalıyız.

                                                                    Said Nursî

                                            * * *

                   BU DEFAKİ KÜÇÜK MÜDAFAATIMDA DEMİŞTİM

              Risale-i  Nur'daki  Şefkat,  Hakikat,  Hak,  bizi  siyasetten  menetmiş.
          Çünki;  mâsumlar  belâya  düşerler,  onlara  zulmetmiş  oluruz.  Bazı  zâtlar
          bunun izâhını istediler. Ben de dedim:

              Şimdiki fırtınalı asırda, gaddar medeniyetten neş'et eden hodgâmlık
          ve  asabiyet-i  unsuriye  ve  umumî  harpten  gelen  istibdâdât-ı  askeriye  ve
          dalâletten  çıkan  merhametsizlik  cihetinde  öyle  bir  eşedd-i  zulüm  ve
          eşedd-i istibdâdât meydan almış ki, Ehl-i Hak, Hakkını kuvvet-i maddiye
          ile  müdafaa  etse,  ya  eşedd-i  zulüm  ile,  tarafgirlik  bahanesiyle  çok
          biçâreleri yakacak, o hâlette o da azlem olacak veyahud mağlûb kalacak.
          Çünki, mezkûr hissiyatla hareket ve taarruz eden İnsanlar, bir-iki adamın
          hatasiyle yirmi-otuz adamı, âdi bahanelerle vurur, perişan eder. Eğer Ehl-
          i Hak, Hak ve Adalet yolunda yalnız vuranı vursa, otuz zâyiata mukabil
          yalnız  biri  kazanır,  mağlûb  vaziyetinde  kalır.  Eğer  mukabele-i  bilmisil
          kaide-i  zâlimanesiyle,  o  Ehl-i  Hak  dahi  bir  ikinin  hatasiyle  yirmi-otuz
          bîçâreleri ezseler, o vakit, hak namına dehşetli bir haksızlık ederler.
   419   420   421   422   423   424   425   426   427   428   429