Page 496 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 496

498                                                                                      BEDİÜZZAMAN   SAİD   NURSİ


          dünyevî ve uhrevî dertlerden, ateşlerden kurtulacak ve evlât ve iyâlinizin
          bir nevi çobanı olmak hasebiyle o sevgililerinizi de kurtaracaksınız. Ve
          Nurlara çalışmakla, her birerleriniz, maddî ve mânevî Felâh ve Saadete
          nail  olacaksınız!  Böyle  olan  milyonlarla  Nur  Talebeleri  bu  Hakikate
          şahiddirler.

              Ey Nurcular! Allah'ın sizlere İhsan ettiği ezelî Lûtfuna karşı Secde-i
          Şükrandan  başınızı  kaldırmayınız!  Gecenin  soğuğuna  aldırmayınız!
          Sizlere  Lûtfu  hiç  bir  hususta  esirgemeyen  Rabb-ı  Rahim'e,  gecenin  bu
          mübarek  saatlerinde  kalkarak  Vazife-i  Şükrü  eda  ediniz.  Ve  bâzıların
          düştüğü, istikbali düşünmek derdiyle maişeti sarsan hâdiseler karşısında
          titremeyiniz..  korkmayınız!  Nur'un  Kudsî  Keramât  ve  İmdadını  müşa-
          hede ediniz! Dünya fânidir. Binler sene yaşamak olsa, bâki olan Hayat-ı
          Uhreviyenin  yanında  hiç-ender-hiç  mesabesindedir.  Fakat  fâni  olmakla
          beraber, bâki Hayatın bâki Meyvelerini verecek bir mezraasıdır, Fırtına-
          ların şiddeti, havanın dehşeti sizleri sarsmasın, korkutmasın. Bu mübarek
          mezraaya,  en  mübarek  ve  nuranî  ve  verimli  ve  bereketli  olan  Nur
          Tohumlarını ekiniz! Zira, "eken biçer" atalarımızdan kalma mübarek bir
          Sözdür.

              Ey  Nurcular!  Din  düşmanlarının  hücumlarından  kat'iyyen  sarsılma-
          yınız..  fütûr  getirmeyiniz..  çalışınız,  çalışınız,  çalışınız!  Ve  kat'iyyen
          inanınız ki, Nur'un Şefaatı, Nur'un Duası, Nur'un Himmeti sizleri kurtara-
          caktır!..
                                                                                                     Kardeşiniz
                                                                                               Mustafa Osman
                                            * * *


                                                    ِ
                                        ه  ناح   بس    م   ه    ِ      ساب
                                        َ َ ُ
                                            ْ ُ
                                                  ْ

              Aziz Sıddık Kardeşlerim,

              Geçen kışta bana karşı su'-i kasdların, İnâyet-i İlâhiyye ile ve Duanız
          yardımiyle gelen Sabır ve Tahammülüm neticesinde akîm kalan plânı pek
          geniş  bir  tarzda  olduğuna  delil  ise;  bu  yakında  reisicumhur,  Afyon'da
          demiş, "bu  vilâyette  dinî  cihette  bir  karışıklık çıkacağını" zannederdik.
   491   492   493   494   495   496   497   498   499   500   501