Page 514 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 514

516                                                                                      BEDİÜZZAMAN   SAİD   NURSİ


              İşte bunun içindir ki; herkesin aradığı Keşf u Keramatı ve Kemalât-ı
          Ruhiyeyi,  Nur  Hizmetinin  hâricinde  aramadığımı,  zaif  damarlarımı  tut-
          mağa çalışanlar anladılar bu noktada dahi mağlûb oldular.

              Umum Kardeşlerimize birer birer Selâm. Ve gelecek Leyle-i Kadir,
          herbir Nurcu hakkında seksen üç sene İbadetle geçmiş bir ömür hükmüne
          geçmesini, Hakikat-ı Leyle-i Kadri Şefaatçi ederek Rahmet-i İlâhiyye'den
          niyaz ediyoruz.

                                                                                                        Kardeşiniz
                                                                                                        Said Nursî

                                            * * *


                                                  ِ
                                                    ِ
                                        ه   ناح  ُ ْ َ ُ        س   ب    همساب
                                        َ
                                                   ْ

              Aziz Sıddık Kardeşlerim,

              Evvelâ: Leyle-i Kadir'de Kalbe gelen pek uzun ve geniş bir Hakikata
          pek kısaca bir işaret edeceğiz. Şöyle ki:

              Nev'-i beşer, bu son Harb-i Umumî'nin eşedd-i zulüm ve istibdadiyle
          ve  merhametsiz  tahribatiyle  ve  bir  düşmanın  yüzünden  yüzer  mâsumu
          perişan etmesiyle ve mağlûbların dehşetli me'yusiyetleriyle ve galiblerin
          dehşetli telâş ve hâkimiyetlerini muhafaza ve büyük tahribatlarını tâmir
          edememelerinden gelen dehşetli Vicdan azablariyle; ve dünya hayatının
          bütün bütün fâni ve muvakkat olması ve medeniyet fantaziyelerinin alda-
          tıcı  ve  uyutucu  olması  umuma  görünmesiyle;  ve  fıtrat-ı  beşeriyedeki
          yüksek  istidadatın  Mahiyet-i  İnsaniyesinin  umumî  bir  surette  dehşetli
          yaralanmasiyle ve Ebedperest Hissiyat-ı Bâkiye ve fıtrî Aşk-ı İnsaniyenin
          heyecan  içinde  uyanmasiyle;  ve  gaflet  ve  dalâletin  en  sert  sağır  olan
          tabiatın,  Kur'anın  Elmas  Kılıncı  altında  parçalanmasiyle;  ve  gaflet  ve
          dalâletin en boğucu, aldatıcı, en geniş perdesi olan siyasetin, rûy-i zemin-
          de  pek  çirkin,  pek  gaddarane  hakikî  sureti  görünmesiyle;  ve  elbette,
          hiçbir şüphe yok ki; şimalde, garbde, Amerika'da emareleri göründüğüne
          binaen, nev'-i beşerin mâşuk-u mecazîsi olan hayat-ı dünyeviyesi böyle
          çirkin  ve  geçici  olmasından,  fıtrat-ı  beşerin  hakikî  sevdiği  ve  aradığı
          Hayat-ı Bâkiyeyi bütün kuvvetiyle arayacak.. ve elbette hiç şüphe yok ki;
          bin üçyüz altmış senede, her asırda üçyüz elli
   509   510   511   512   513   514   515   516   517   518   519