Page 519 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 519
EMİRDAĞ HAYATI 521
Bayramlarını tebrik içinde ve çok zamandanberi esaret altında kalmış ve
istiklâliyetini kaybetmiş Hindistan, Arabistan gibi Âlem-i İslâm'ın büyük
memleketleri birer Devlet-i İslâmiye şeklinde; Hind'de yüz milyon bir
Devlet-i İslâmiye, Cava'da elli milyondan ziyade bir Devlet-i İslâmiye ve
Arabistan'da dört-beş hükûmet bir Cemahir-i Müttefika gibi, Arap Birliği
ile İslâm Birliğini birleştirmesindeki Âlem-i İslâm'ın bu büyük Bayramı-
nın mukaddemesini tebrik ile, bu Bayram bize müjde veriyor.
Sâniyen: İstanbul'da Re'fet Beyin ve Mustafa Orucun yazdıklarına
göre, çok zaman İslâm ordusunu idare eden ve sonra Darülfünuna inkılâb
eden Harbiye Nezareti ve Bâb-ı Seraskerî, o muazzam binanın alnında
ن للّا ك
َ َ ْ
ْ َ َ
ً ُ
ً ع ز ي از َ ار ص َ ُ ٰ ر َ َ صني و ا ۞ ًني بم احت ف ك َلان حت َّ َ ْ َ َ ِ ا ن ا ف
ُ
ْ ً
Hatt-ı Kur'ân ile o mânidar Kur'ân Âyeti yazılmışken, sonra da mermer
taşlarla üzeri kapatılıp o Nurları gizlemişlerdi. Şimdi yeniden Hatt-ı Kur-
'âniyeye bir nümune-i müsaade ve Risale-i Nur'un tâkib ettiği maksadına
bir vesile ve Üniversite ileride bir Nur Medresesi olmasına bir işaret
olduğu gibi, Denizli Nurcularından Ahmed'lerin, meşhur Âlim ve akılca
ondokuzuncu asrın en büyüğü ve içtimaî feylesofların en ilerisi Bis-
mark'ın eserinden aldıkları bir fıkrada, o yüksek Bismark eserinde diyor
ki:
"Kur'anı her cihetle tedkik ettim, her Kelimesinde büyük bir Hikmet
gördüm. Bunun misli ve beşeriyeti idare edecek hiçbir eser yoktur ve
gelemez" Ve Peygamber'e hitaben der:
"Yâ Muhammed, Sana muasır olamadığımdan çok müteessirim.
Beşeriyet, Senin gibi mümtaz bir Kudreti bir def'a görmüş, bâdema
göremiyecektir. Binaenaleyh, Senin huzurunda Kemal-i Hürmetle
eğilirim."
BİSMARK
diye imzasını atmış. Ve o fıkrasında tahrif ve nesholunan kütüb-ü münze-
leyi ziyade tenkis ettiği için o cümleler yazılmamalı. Ben de işaret ettim.
O zat, On Dokuzuncu Asrın en akıllı ve en büyük bir feylesofu ve
siyasetin ve içtimaiyat-ı beşeriyenin en mühim bir şahsiyeti olması, hem
Âlem-i İslâm, istiklâliyetini bir derece elde etmesi ve