Page 598 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 598

600                                                                                      BEDİÜZZAMAN   SAİD   NURSİ



                                                      ِ
                                         ه     ُ ْ َ َ ُ    م   ه     س   ب   ح ا   ن  ِ      ساب
                                                    ْ

              Aziz Sıddık Kardeşlerim,


              Evvelâ:    للّا    ر   ه  ات   خا   ام    يْ        ف     ُ ْ    خْلَا  Sırriyle,  للّا    ءا     َ    ٓش   ن ِ   ا,  mahkeme-
                                                                 ْ َ
                                           َ
                                                        ُ ٰ
                       ُ ٰ
                                    َ
                                ْ َ َ ُ
          mizin te'hirinde ve tahliye olan Kardeşlerimizin yine mahkeme gününde
          burada  bulunmalarında  büyük  Hayırlar  var.  Evet,  Risale-i  Nur'un
          mes'elesi, Âlem-i İslâmda, hususan bu memlekette küllî bir ehemmiyeti
          bulunduğundan,  böyle  heyecanlı  toplamalar  ile  umumun  nazar-ı
          dikkatini,  Nur  Hakikatlarına  celbetmek  lâzımdır  ki;  ümidimizin  ve
          ihtiyatımızın ve gizlememizin ve muarızların küçültmelerinin fevkinde ve
          ihtiyarımızın  haricinde,  böyle  şa'şaa  ile,  Risale-i  Nur  kendi  Derslerini
          dost ve düşmana âşikâren veriyor. En mahrem Sırlarını, en namahremlere
          çekinmeyerek  gösteriyor.  Mâdem  Hakikat  budur,  biz  küçücük
          sıkıntılarımızı, kinin gibi bir acı ilâç bilip Sabır ve şükretmeliyiz. Yâhu
          bu da geçer demeliyiz.

              Sâniyen: Bu Medrese-i Yusufiye'nin nâzırına yazdım. Ben rusya'da
          esir  iken,  en  evvel  bolşevizmin  fırtınası  hapishânelerden  başladığı  gibi,
          fransız  ihtilâl-i  kebiri  dahi  en  evvel  hapishânelerden  ve  tarihlerde
          "serseri"  namiyle  yâdedilen  mahpuslardan  çıkmasına  binaen,  biz  Nur
          Şâkirdleri,  hem  Eskişehir,  hem  Denizli,  hem  burada  mümkün  oldukça
          mahpusların ıslâhına çalıştık. Eskişehir ve Denizli'de tam faidesi görüldü.
          Burada daha ziyade faide olacak ki, bu nâzik zaman ve zeminde, Nur'un
          Dersleriyle  geçen  fırtınacık  (Hâşiye)  yüzden  bire  indi.  Yoksa  ihtilâftan
          ve  böyle  hâdiselerden  istifade  eden  ve  fırsat  bekliyen  haricî  muzır
          cereyanlar, o baruta ateş atıp bir yangın çıkacaktı.

                                                                    Said Nursî

                                            * * *

              ------------------

              (Hâşiye): Bu fırtına ise, Afyon hapsinde bir isyan çıktı; hiç bir Nur Talebesi karışmadı.
   593   594   595   596   597   598   599   600   601   602   603