Page 601 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 601

AFYON   HAYATI                                                                                                               603



                                                   ِ
                                                       ِ
                                          ه  ناح  ُ ْ َ ُ    ه     س   ب    مساب
                                           َ
                                                     ْ
               ................................................

               Sâniyen: "Risale-i Nur, Kur'ân'ın çok kuvvetli, hakikî bir Tefsiridir."
           tekrar  ile  dediğimizden,  bazı  dikkatsizler  tam  mânasını  bilemediğinden
           bir  Hakikatı  beyan  etmeğe  bir  ihtar  aldım.  O  Hakikat  şudur; Tefsir  iki
           kısımdır:

               Birisi: Mâlûm Tefsirlerdir ki, Kur'ân'ın İbâresini ve Kelime ve Cüm-
           lelerinin mânalarını beyan ve izah ve isbat ederler.

               İkinci kısım Tefsir ise: Kur'ân'ın îmânî olan Hakikatlarını, kuvvetli
           Hüccetlerle  beyan  ve  isbat  ve  izah  etmektir.  Bu  kısmın  pekçok  ehem-
           miyeti  var.  Zâhir,  mâlûm  Tefsirler,  bu  kısmı  bazan  mücmel  bir  tarzda
           dercediyorlar. Fakat, Risale-i Nur, doğrudan doğruya bu ikinci kısmı esas
           tutmuş,  emsâlsiz  bir  tarzda,  muannid  feylesofları  susturan  bir  Mânevî
           Tefsirdir.
                                                                     Said Nursî

                                             * * *


                                                  همسا
                                          نا   ه  ُ ْ َ َ ُ      س   ب   ح    ِ  ْ  ِ   ب
               Aziz Sıddık Kardeşlerim,

               Ehemmiyetli bir taraftan,  ehemmiyetli  ve  mânidar  bir  sual  edilmiş.
           Bana sordular ki:

               - Siz, cemiyet olmadığınıza üç mahkeme o cihette beraet vermesiyle
           ve  yirmi  senedenberi  tarassut  ve  nezaret  eden  altı  vilâyetin  o  noktadan
           ilişmemeleriyle tahakkuk ettiği halde; Nurcu'larda öyle hârika bir alâka
           var  ki,  hiç  bir  cemiyette,  hiçbir  komitede  yoktur.  Bu  müşkülü  hallet-
           menizi isteriz dediler. Ben de cevaben dedim ki:

               -  Evet,  Nurcular;  cemiyet-memiyet,  hususan  siyasî  ve  dünyevî  ve
           menfî ve şahsî ve cemaatî menfaat için teşekkül eden cemiyet ve komite
           değiller ve olamazlar. Fakat; bu vatanın eski Kahramanları, kemal-i se-
           vinçle Şehadet mertebesini kazanmak için Ruhlarını feda eden milyonlar
           İslâm Fedâilerinin ahfadları, oğulları ve kızları,
   596   597   598   599   600   601   602   603   604   605   606