Page 638 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 638
640 BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ
Bediüzzaman
Bergson "Ahlâkla Dinin iki kaynağı" adlı son kitablarından birisinde;
bilhassa Ahlâkın, bir İnsan cemiyetinde alçalmış vak'a derekesinden ulvî
mefkûre seviyesine, ancak dindar ve temiz şahsiyetler sayesinde yüksele-
bileceğini kaydeder.
Bu görüş, İnsanlık ve Müslümanlık tarihinde sayısız örneklerle her
zaman tahakkuk eylemiştir. Zaten psikoloji ilmine dayanan terbiye
san'atı, -an'anevi yollarında- bu umdeye tutunduğu ve yeni bir istikamet
verilecek nesilleri bu kabil örnek İnsanları taklide sevkettiği nisbette,
bizden evvelki devirlerde, bizden çok mes'ud İnsanlar yetiştirmiştir.
Bediüzzaman, hangi cemiyette ve hangi devirde yaşarsa yaşasın işte
bu işaret ettiğimiz örnek İnsan vasıflarını muhafaza eden temiz ve
müstesna Şahsiyetlerden birisidir. Türk Milletini mahvetmek için casus
ellerle perde arkasında yetiştirilmiş ve Türk Milletini yalanla, dolanla her
saniye aldatmayı kendine bir geçinme san'atı edinmiş bir sürü vatan haini
ve millet düşmanı mahlûklar, bu temiz Şahsiyetin yıllardanberi hayatını
cendereye sokmuştur. Sorarız: (Fakat kime soracağız? Bu sorgudan da ne
umacağız.) Bütün tarihimizde, her fırsatta, en korkunç ve amansız
düşmanlığını ispat eden Fener Patrikleri muhteşem saraylarında saltanat
sürerken; bu Aziz toprağın asırlardanberi tapusunu -en az bin senelik bir
mülkiyet hakkıyla- etinde ve Kalbinde taşıyan Bediüzzaman, bu fesat
ocağının bir kapıcısı kadar da mı yaşamak hakkından mahrum kalsın?
Hangimiz yaprakları arasında fikrî ve ruhî seyahatlere kalktığımız
kitablarımızın, ansızın mukaddes bilinen meskenimize tecavüz edilerek,
odamızda baskına uğrayarak ellerimizden kapılıp gasbedilmesine taham-
mül edebiliriz? Böyle bir hareket -güya taklit edilen- çağdaş medenî
cemiyetlerden en geri kalan İspanyada da vuku bulamaz. Hele vukuundan
sonra nâmütenahi asla tekerrür edemez.
Biz, Bediüzzamanın İlim, Ahlâk, Fazilet ve Edeb sıfatlariyle bezenen
temiz ve yüksek Şahsiyetine gösterilen ve hele son günlerde bütün bütün
şiddetlenen kötü muamelelerden ve bu muameleleri ona reva görenlerden
nefret ediyoruz. Ahlâksızlık çirkefinin bir tufan halinde her istikamete
taşıp uzanarak her Fazileti boğmaya koyulduğu