Page 653 - Risale-i Nur - Tarihçe-i Hayat
P. 653
TAHLİLLER 655
Avukat Seniyyüddin Başak'ın Müdafaası:
Müteakiben, Müellifin diğer vekili olan avukat Seniyyüddin Başak
kalkmış, kısa birkaç söz söylemiştir:
- Artık mesele aydınlanmış, Hakikat Güneş gibi tezahür etmiştir.
Yüksek Mahkeme her şeye vâkıf olmuştur. Benim buna ilâve edecek bir
sözüm yoktur. Böyle kıymetli, Faziletli, millet ve memleket için cansipe-
rane ve hiçbir ivaz ve bedel mukabili olmayarak ا ِلي َ ف س ب çalışan
للّ
ٰ
zevatı buralara getiren, cinayet sandalyalarına oturtan zihniyet hakkında
bazı mütalâada bulunmak isterdim; fakat onun yeri burası değildir.
Bunun için ayrıca bir eser yazmak icabeder. Çünkü bu zihniyetle
mücadele herkes için bir vazifedir. Yüksek mahkemenin yüksek Vicdanı
beni müdafaadan müstağni kılacak derecede itmi'nanbahştır. Müvek-
kilimin beraetini istemekle Şeref duyarım.
* * *
Avukat Abdurrahman Şeref Lâç'ın Müdafaası:
Müteakiben, diğer mümtaz avukat arkadaşları gibi Üstadın Müda-
faasını fahrî olarak deruhte eden İmanlı ve Kudretli meşhur ve mümtaz
avukat Abdurrahman Şeref Lâç müdafaaya başladı. Evvelâ bir Mukad-
dime yaptı. Dedi ki:
- Sanık olarak huzurunuza gelen seksen yaşını mütecaviz bu mübarek
Zâtın suçla hiçbir münasebet ve taallûku olmadığı tamamiyle tezahür
etmiştir. Yüksek mahkemece de buna tam kanaat hâsıl olduğunu, bera-
etine karar verileceğini de kuvvetle ümit ederim. Ancak, aleyhimizde bir
karar verilmesine binde bir ihtimal olsa da üzerime aldığım bir Mâsumun
Müdafaasını ihmal etmeyi bir vazifesizlik sayarım. Yüksek Temyiz
Mahkemesinin kanaat ve nokta-i nazarını da hesaba katmak icabeder.
Burada bahsedilmedi diye usûl noktasından bir eksiklikte bulunmuş
olmamalıyım. Onun için müdafaamı yapmama yüksek mahkemenin
müsaadelerini rica ederim.
- Peki Abdurrahman Bey, son müdafaanızı dinleyeceğiz. Buyurun.
.........................................................................................
- Gençlik Rehberi isimli Eser, Kur'ân-ı Azîmüşşanın Emir ve