Page 150 - İman Hakikatlerinin Önemi
P. 150
İman Hakikatlerinin Önemi
148
bir yandan da bazı sürüngen özellikleri kazanmış olan yarı balık-
yarı sürüngen canlılar yaşamış olmalıdır. Ya da sürüngen özel-
liklerini taşırken, bir yandan da bazı kuş özellikleri kazanmış sü-
rüngen-kuşlar ortaya çıkmış olmalıdır. Bunlar, bir geçiş sürecin-
de oldukları için de, sakat, eksik, kusurlu canlılar olmalıdır. Ev-
rimciler geçmişte yaşamış olduklarına inandıkları bu hayali var-
lıklara "ara-geçiş formu" adını verirler.
Eğer gerçekten bu tür canlılar geçmişte yaşamışlarsa bunla-
rın sayılarının ve çeşitlerinin milyonlarca hatta milyarlarca olma-
sı gerekir. Ve bu garip canlıların kalıntılarına mutlaka fosil kayıt-
larında rastlanması gerekir. Darwin, Türlerin Kökeni'nde bunu
şöyle açıklamıştır:
Eğer te orim doğ ruy sa, tür le ri bir bi ri ne bağ la yan sa yı sız ara-
ge çiş çe şit le ri mut la ka ya şa mış ol ma lı dır... Bun la rın ya şa mış
ol duk la rı nın ka nıt la rı da sa de ce fo sil ka lın tı la rı ara sın da bu -
lu na bi lir. (Charles Darwin, The Origin of Species, s. 172, 280.)
Ancak bu satırları yazan Darwin, bu ara formların fosilleri-
nin bir türlü bulunamadığının da farkındaydı. Bunun teorisi için
büyük bir açmaz oluşturduğunu görüyordu. Bu yüzden, Türlerin
Kökeni kitabının "Teorinin Zorlukları" (Difficulties on Theory) ad-
lı bölümünde şöyle yazmıştı:
Eğer gerçekten türler öbür türlerden yavaş gelişmelerle tü-
remişse, neden sayısız ara geçiş formuna rastlamıyoruz?
Neden bütün doğa bir karmaşa halinde değil de, tam olarak
tanımlanmış ve yerli yerinde? Sayısız ara geçiş formu olma-
lı, fakat niçin yeryüzünün sayılamayacak kadar çok katma-
nında gömülü olarak bulamıyoruz... Niçin her jeolojik yapı
ve her tabaka böyle bağlantılarla dolu değil? (Charles Dar-
win, The Origin of Species, s. 172, 280)