Page 749 - Yaratılış Atlası 1. Cilt
P. 749
Harun Yahya
sahibi gibi göstermeye çal›flmalar›d›r. Oysa do¤al seleksiyonun bir bilinci yoktur. Canl›lar için neyin iyi, ne-
yin kötü oldu¤unu ay›rt edecek bir akla sahip de¤ildir. Bu nedenle do¤al seleksiyon yoluyla karmafl›k ya-
p›ya sahip sistemler ve organlar asla aç›klanamaz. Söz konusu sistem ve organlar, iç içe geçmifl pek çok par-
çan›n birarada çal›flmas›yla oluflur ve bu parçalar›n birisi bile olmasa ya da kusurlu olsa hiçbir ifle yaramaz-
lar. Bu tür sistemler, "indirgenemez komplekslik" olarak tan›mlanan özelli¤e sahiptirler. Örne¤in insan gö-
zü daha basite indirgenemez, çünkü tüm detaylar›yla birlikte var olmad›¤› sürece ifllev görmez.
Bu tür bir sistemi meydana getiren bilincin, gelece¤i önceden hesaplayarak, sadece en son aflamada el-
de edilecek olan fayday› amaçlamas› gerekir. Do¤al seleksiyon ise bilinç ve irade sahibi bir mekanizma ol-
mad›¤› için, böyle bir fley yapamaz. Bu gerçek, "e¤er birbirini takip eden çok say›da küçük de¤ifliklikle
kompleks bir organ›n oluflmas›n›n imkans›z oldu¤u gösterilse, teorim kesinlikle y›k›lm›fl olacakt›r" di-
yen Darwin'in endifle etti¤i gibi, evrim teorisini en temelinden y›kmaktad›r. 19
Do¤al seleksiyon vas›tas›yla sadece bir canl› türü içindeki sakat, zay›f ya da çevre flartlar›na uymayan
bireyler ay›klan›r. Yeni canl› türleri, yeni genetik bilgi ya da yeni organlar meydana getirilemez. Yani, do¤al
seleksiyon yoluyla canl›lar evrimleflemez. Darwin de bu gerçe¤i "faydal› de¤ifliklikler oluflmad›¤› sürece do-
¤al seleksiyon hiçbir fley yapamaz" diyerek kabul etmifltir. 20 Bu nedenle neo-Darwinizm, do¤al seleksiyo-
nun yan›na "faydal› de¤ifliklik sebebi" olarak mutasyonlar› koymak zorunda kalm›flt›r. Oysa mutasyonlar,
sadece ve sadece "zararl› de¤ifliklik sebebi"dirler.
Mutasyonlar
Mutasyonlar, canl› hücresinin çekirde¤inde bulunan ve genetik bilgiyi tafl›yan DNA molekülünde, rad-
yasyon veya kimyasal etkiler sonucunda meydana gelen kopmalar ve yer de¤ifltirmelerdir. Mutasyonlar
DNA'y› oluflturan nükleotidleri tahrip eder ya da yerlerini de¤ifltirirler. Ço¤u zaman da hücrenin tamir ede-
meyece¤i boyutlarda birtak›m hasar ve de¤iflikliklere sebep olurlar.
Dolay›s›yla evrimcilerin arkas›na s›¤›nd›klar› mutasyon, hiç de san›ld›¤› gibi canl›lar› daha geliflmifle ve
mükemmele götüren t›ls›ml› bir de¤nek de¤ildir. Mutasyonlar›n net etkisi zararl›d›r. Mutasyonlar›n sebep
olaca¤› de¤ifliklikler ancak Hiroflima, Nagazaki veya Çernobil'deki insanlar›n u¤rad›¤› türden de¤ifliklikler
olabilir: Yani ölüler, sakatlar ve hastalar...
Bunun nedeni çok basittir: DNA çok kompleks bir düzene sahiptir. Bu molekül üzerinde oluflan herhan-
gi rastgele bir etki organizmaya ancak zarar verir. Amerikal› genetikçi B. G. Ranganathan bunu flöyle aç›k-
lar:
Mutasyonlar küçük, rastgele ve zararl›d›rlar. Çok ender olarak meydana gelirler ve en iyi ihtimalle etkisizdirler.
Bu dört özellik, mutasyonlar›n evrimsel bir geliflme meydana getiremeyece¤ini gösterir. Zaten yüksek derecede
özelleflmifl bir organizmada meydana gelebilecek rastlant›sal bir de¤iflim, ya etkisiz olacakt›r ya da zararl›. Bir
kol saatinde meydana gelecek rastgele bir de¤iflim kol saatini gelifltirmeyecektir. Ona büyük ihtimalle zarar ve-
recek veya en iyi ihtimalle etkisiz olacakt›r. Bir deprem bir flehri gelifltirmez, ona y›k›m getirir. 21
Nitekim bugüne kadar hiçbir yararl› mutasyon örne¤i gözlemlenmedi. Tüm mutasyonlar›n
zararl› oldu¤u görüldü. ‹kinci Dünya Savafl›'n›n ard›ndan nükleer silahlar›n sonucunda oluflan
mutasyonlar› incelemek için kurulan Atomik Radyasyonun Genetik Etkileri Komitesi'nin
(Committee on Genetic Effects of Atomic Radiation) haz›rlad›¤› rapor hakk›nda evrimci bilim
adam› Warren Weaver flöyle diyordu:
Ço¤u kimse, bilinen tüm mutasyon örneklerinin zararl› oldu¤u sonu-
Mutasyon sonucunda DNA'ya yeni bilgi eklenmez: Genetik
bilgiyi oluflturan parçalar yerlerinden kopup sökülür, tahrip
olur ya da DNA'n›n farkl› yerlerine tafl›n›r. Ama mutasyonlar
hiçbir flekilde canl›ya yeni bir organ ya da yeni bir özellik ka-
zand›rmazlar. Ancak baca¤›n s›rttan, kula¤›n kar›ndan ç›k-
mas› gibi anormalliklere sebep olurlar.
Adnan Oktar 747