Page 755 - Yaratılış Atlası 1. Cilt
P. 755

Harun Yahya






             kemmel bir biçimde ortaya ç›km›fllarsa, o halde üstün bir ak›l taraf›ndan yarat›lm›fl olmalar› gerekir" di-
             yerek bu gerçe¤i kabul eder. Nitekim Darwin de, "e¤er ayn› s›n›fa ait çok say›daki tür gerçekten yaflama
                                             34
             bir anda ve birlikte bafllam›flsa, bu do¤al seleksiyonla ortak atadan evrimleflme teorisine öldürücü bir

             darbe olurdu" diye yazm›flt›r. Kambriyen Devri ise, tam olarak Darwin'in "öldürücü darbe" olarak tarif et-
                                               35
             ti¤i tabloyu ispatlamaktad›r. Bu yüzden ‹sveçli evrimci Stefan Bengston, Kambriyen Devri'nden söz eder-
             ken ara formlar›n yoklu¤unu itiraf etmekte ve "Darwin'i flafl›rtan ve utand›ran bu olay bizi de hala flafl›rt-
             maktad›r" demektedir.     36
                 Aç›kt›r ki fosil kay›tlar›, canl›lar›n, evrimin iddia etti¤i gibi ilkelden geliflmifle do¤ru bir süreç izledikle-

             rini de¤il, bir anda ve en mükemmel halde ortaya ç›kt›klar›n› göstermektedir. K›sacas› canl›lar evrimle olufl-
             mam›fl, yarat›lm›fllard›r.


                 Moleküler Karfl›laflt›rmalar, Evrimin Kambriyen Ç›kmaz›n› Büyütüyor

                 Evrim teorisini Kambriyen patlamas› konusunda giderek daha fazla açmaza sokan bir di¤er gerçek,
             farkl› canl› kategorileri aras›nda yap›lan genetik karfl›laflt›rmalard›r. Bu karfl›laflt›rmalar›n sonuçlar›, evrim-

             ci biyologlar›n yak›n zamana kadar "yak›n akraba" sayd›klar› hayvan kategorilerinin genetik olarak çok
             farkl› olduklar›n› ortaya koymakta, böylece zaten sadece teoride var olan "ara form" varsay›mlar›n› iyice
             umutsuz hale getirmektedir. Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde 6 ayr› bilim adam›n›n
             imzas›yla yay›nlanan 2000 tarihli bir makalede, DNA analizlerinin, "eskiden ara form say›lan" kategorileri

             bu durumdan ç›kard›¤› flöyle aç›klanmaktad›r:
                 DNA sekans analizleri, filogenetik a¤açlar için yeni yorumlar gerektirmektedir. Metazoa (çok hücreli canl›lar)
                 a¤ac›n›n taban›nda yer alan ve daha önceden birbirini izleyen komplekslik derecelerini temsil ettikleri düflünü-
                 len canl› s›n›flamalar› yer de¤ifltirmekte ve a¤ac›n çok daha üst k›s›mlar›na tafl›nmaktad›r. Bu, geriye hiç bir ev-
                 rimsel "ara form" b›rakmamaktad›r ve bizi Bilateria (simetrik vücuda sahip canl›lar)n›n kompleksli¤inin kökeni
                 hakk›nda yeniden düflünmeye zorlamaktad›r.        37
                 Yine ayn› makalede, evrimci yazarlar, daha önceden süngerler, cnidarianlar, ctenophorlar gibi omurga-

             s›z deniz canl›lar› gruplar› aras›nda "ara form" sayd›klar› baz› kategorilerin, yeni genetik bulgular nedeniy-
             le art›k böyle say›lamayacaklar›n› belirtmekte ve bu gibi evrim a¤açlar› kurgulama konusunda art›k "ümit-
             lerini yitirdiklerini" flöyle ifade etmektedirler:

                 Yeni moleküler temelli filogeninin baz› önemli sonuçlar› vard›r. Bunlar›n en önemlisi, süngerler, cnidarianlar, cte-
                 nophorlar aras›ndaki "ara form" s›n›flamalar›n ve bilateryen canl›lar›n son ortak atas›n›n yani "urbilateria"n›n or-
                 tadan kalkmas›d›r... Bunun do¤al sonucu olarak, urbilateria'ya giden soy a¤ac›nda çok büyük bir bofllu¤umuz var...
                 Kademeli bir biçimde giderek artan bir komplekslik senaryosu yoluyla, "boflluktaki atay›" yeniden infla etme
                 yönündeki umudumuzu-ki bu eski evrimsel mant›k yürütmede çok yayg›nd›r-kaybetmifl bulunuyoruz.                   38



























            ‹LG‹NÇ D‹KENLER: Kambriyen devrinde bir anda ortaya ç›kan canl›lardan biri, sol üstteki Hallucigenia'd›r. Bu ve di¤er pek çok
            Kambriyen canl›s›n›n fosilinde, sald›r›lara karfl› korunma sa¤layan dikenler ya da sert kabuklar yer al›r. Evrimcilerin aç›klayamad›k-
            lar› bir konu da, ortada hiçbir "avc›" canl›n›n bulunmad›¤› bu devirde bu hayvanlar›n nas›l bu kadar iyi bir korunmaya sahip olduk-
            lar›d›r. Ortada avc› hayvanlar›n bulunmay›fl›, bu konuyu "do¤al seleksiyon"la aç›klamay› imkans›z k›lmaktad›r.








                                                                                                                          Adnan Oktar    753
   750   751   752   753   754   755   756   757   758   759   760