Page 833 - Yaratılış Atlası 1. Cilt
P. 833

Harun Yahya






             çekte bir "varyasyon" örne¤i oldu¤unu, yani evrim teorisine delil oluflturmad›¤›n› göstermektedir. Galapa-
             gos Adalar›'na "Darwinistik evrimin kan›tlar›n› bulmak" için giden ve adalardaki ispinoz türlerini uzun y›l-
             lar boyunca gözlemleyen Peter ve Rosemary Grant'in ünlü çal›flmalar›, adada bir "evrim" yaflanmad›¤›n›

             belgelemekten baflka bir sonuç vermemifltir.        148

                 Antibiyotik Direnci ve DDT Ba¤›fl›kl›¤› Evrime Kan›t De¤ildir


                 Evrimciler taraf›ndan teorilerine delil olarak gösterilmek istenen biyolojik olgular›n biri, bakterilerin an-
             tibiyotik direncidir. Evrim teorisini destekleyen pek çok kaynak, antibiyotik direncini "faydal› mutasyonla-
             r›n canl›lar› gelifltirmesine dair bir örnek" olarak gösterir. Benzer bir iddia, DDT gibi böcek öldürücü ilaçla-
             ra karfl› ba¤›fl›kl›k gelifltiren böcekler için de ileri sürülür.

                 Oysa bu konuda da evrimciler yan›lmaktad›rlar.
                 Antibiyotikler, baz› mikro organizmalar taraf›ndan di¤er mikro organizmalara karfl› savaflmak üzere
             üretilen "öldürücü moleküllerdir". ‹lk antibiyotik, 1928 y›l›nda Alexander Fleming taraf›ndan keflfedilen pe-
             nisilindir. Fleming, küf mantar›n›n (mold), Staphylococcus bakterisini öldüren bir molekül üretti¤ini fark et-

             mifl ve bu bulufl t›p dünyas›nda yeni bir 盤›r açm›flt›r. Mikro organizmalardan al›nan antibiyotikler çeflitli
             bakterilere karfl› kullan›lm›fl ve baflar›l› sonuçlar al›nm›flt›r. Ancak bir zaman sonra bir gerçek fark edilmifl-
             tir: Bakteriler antibiyotiklere karfl› zamanla ba¤›fl›kl›k kazanmaktad›rlar. Bunun mekanizmas› ise flöyle iflle-
             mektedir: Antibiyoti¤e maruz kalan bakterilerin büyük k›sm› ölmekte, ama baz›lar› bu antibiyotikten etki-

             lenmemekte ve bunlar h›zla ço¤alarak tüm popülasyonu oluflturur hale gelmektedirler. Böylece tüm popü-
             lasyon, antibiyoti¤e dirençli hale gelmektedir.
                 Evrimciler bu olguyu, "bakterilerin flartlara uyum sa¤lay›p evrimleflmesi" olarak gösterme çabas›nda-
             d›rlar. Oysa olay bu yüzeysel evrimci de¤erlendirmeden çok daha farkl› gerçekleflmektedir. Bu konuda en

             detayl› çal›flmalar› yapan isimlerden biri, 1997 y›l›nda yay›nlanan Not By Chance adl› kitab›yla tan›nan ‹sra-
             illi biyofizikçi Dr. Lee Spetner'd›r. Spetner, bakteri ba¤›fl›kl›¤›n›n iki farkl› mekanizma ile sa¤land›¤›n›, ama
             bunlar›n ikisinin de evrim teorisine hiç bir kan›t oluflturmad›¤›n› anlat›r. Bu iki mekanizma:
                 1) Bakterilerde zaten var olan direnç genlerinin aktar›lmas› ve

                 2) Mutasyon sonucunda genetik bilgi kayb›na u¤rayan bakterilerin antibiyoti¤e dirençli hale gelmesi-
             dir.
                 Spetner, 2001 tarihli bir makalesinde ilk mekanizmay› flöyle aç›klamaktad›r:
                 Baz› mikro organizmalar, antibiyotiklere direnç sa¤layan genlere sahiptirler. Bu ba¤›fl›kl›k, antibiyotik molekü-
                 lünün formunu bozma veya onu hücreden d›flar› atma sayesinde gerçekleflir. Bu genlere sahip olan organizma-
                 lar bunu di¤er bakterilere transfer ederek onlara da ba¤›fl›kl›k kazand›rabilirler. Ba¤›fl›kl›k mekanizmas› belirli
                 bir antibiyoti¤e yönelik olsa da, pek çok patojenik bakteri... farkl› gen setleri edinmeyi ve çeflitli bakterilere kar-
                 fl› ba¤›fl›kl›k kazanmay› baflarm›flt›r.  149

                 Prof. Spetner bunun bir "evrim delili" olmad›¤›n› ise flöyle aç›klar:

                 Antibiyotik ba¤›fl›kl›¤›n›n bu flekilde elde edilmesi... evrim için delil oluflturmas› beklenen mutasyonlar için bir
                 prototip (örnek) oluflturmaz. Teoriyi (evrimi) sergileyen mutasyonlar, bakterinin genomuna bilgi ekleyen gene-
                 tik de¤ifliklikler de¤ildir; bu de¤ifliklikler ayn› zamanda tüm biokozma (biyolojik dünyaya) bilgi eklemelidir.
                 Genlerin yatay transferi, sadece, zaten baz› türlerde var olan genetik bir bilgiyi da¤›tmaktad›r.    150
                 Yani ortada bir evrim yoktur, çünkü yeni bir genetik bilgi ortaya ç›kmamakta, sadece zaten daha önce-
             den var olan bir genetik bilgi bakteriler aras›nda transfer edilmektedir.
                 Ba¤›fl›kl›¤›n ikinci türü, yani mutasyon sonucunda ortaya ç›kan ba¤›fl›kl›k da bir evrim örne¤i de¤ildir.

             Spetner konuyu flöyle aç›klar:
                 Bazen de bir mikro organizma, tek bir nükleotidin (DNA basama¤›n›n) rastlant›sal olarak yer de¤ifltirmesi sonu-
                 cunda bir antibiyoti¤e karfl› ba¤›fl›kl›k edinir... ‹lk kez Waksman ve Albert Schatz taraf›ndan 1944'de rapor edi-
                 len Streptomisin (Streptomycin), bakterilerin bu yolla ba¤›fl›kl›k kazanabildi¤i bir antibiyotiktir. Ama her ne ka-
                 dar geçirdi¤i mutasyon, streptomisinin varl›¤› durumunda mikro organizmaya yararl› olsa da, yine de bu, Neo-
                 Darwinist teori taraf›ndan ihtiyac› duyulan mutasyon türü için bir örnek oluflturmaz. Streptomisine ba¤›fl›kl›k
                 sa¤layan mutasyonun etkisi ribozomda ortaya ç›kar ve bu mutasyon, antibiyotik molekülü ile ribozom aras›n-
                 daki moleküler eflleflmeyi bozar.    151





                                                                                                                          Adnan Oktar    831
   828   829   830   831   832   833   834   835   836   837   838