Page 872 - Yaratılış Atlası 1. Cilt
P. 872

Elektrik Sinyallerinden Oluflan Evren


                       Yafladı¤ımız dünya ile ilgili tüm bilgilerimiz bize befl duyumuz aracılı¤ı ile gelir. Yani biz gözümüzün gör-
                  dü¤ü, elimizin dokundu¤u, burnumuzun kokladı¤ı, dilimizin tattı¤ı, kula¤ımızın duydu¤u bir dünyayı tanı-
                  rız. Do¤umumuzdan itibaren bu duyulara ba¤lı oldu¤umuz için "dıfl dünya"nın, duyularımızın bize tanıttı-
                  ¤ından farklı olabilece¤ini hiç düflünmemiflizdir.

                       Oysa, bugün birçok bilim dalında yapılan arafltırmalar son derece farklı bir anlayıflı beraberinde getirmifl,
                  algılarımız ve algıladı¤ımız dünya ile ilgili ciddi flüphelerin oluflmasına neden olmufltur.
                       Bu yeni anlayıflın çıkıfl noktası ise fludur: Bizim "dıfl dünya" olarak algıladıklarımız, yalnızca elektrik sin-

                  yallerinin beyinde oluflturdu¤u etkilerdir. Elmanın kırmızılı¤ı, tahtanın sertli¤i, dahası anneniz, babanız, aile-
                  niz, sahibi oldu¤unuz bütün mallar, eviniz, ifliniz ve bu kitabın satırları yalnızca ve yalnızca beyninizdeki
                  elektrik sinyallerinden ibarettir.
                       Frederick Vester bilimin bu konuda ulafltı¤ı noktayı flöyle ifade eder:

                       Bazı düflünürlerin, 'insan bir hayaldir, aslında bütün yaflananlar geçici ve aldatıcıdır, bu evren bir gölgedir' flek-
                       lindeki sözleri günümüzde bilimsel olarak kanıtlanıyor gibidir.    194
                       Konuyu tam olarak açıklamak için öncelikle, dıfl dünya hakkında bize bilgi veren duyularımızdan söz ede-

                  lim.

                       Nasıl Görüyoruz, Duyuyoruz, Tadıyoruz?


                       Görme olayı oldukça aflamalı bir biçimde gerçekleflir. Görme sırasında, herhangi bir cisimden gelen ıflık
                  demetleri (fotonlar), gözün önündeki lensin içinden kırılarak geçer ve gözün arka tarafındaki retinaya ters ola-
                  rak düflerler. Buradaki hücreler tarafından elektrik sinyaline dönüfltürülen görme uyarıları, sinirler aracılı¤ı
                  ile, beynin arka kısmındaki görme merkezi adı verilen küçük bir bölgeye ulaflırlar. Bu elektrik sinyali bir dizi

                  ifllemden sonra beyindeki bu merkezde görüntü olarak algılanır. Yani görme olayı, gerçekte beynin arkasında-
                  ki küçük, ıflı¤ın hiçbir flekilde giremedi¤i, kapkaranlık bir noktada yaflanır.
                       fiimdi genelde herkesçe bilinen bu bilgiye bir kez daha dikkatlice bakalım: Biz, "görüyorum" derken, as-
                  lında gözümüze gelen uyarıların elektrik sinyaline dönüflerek beynimizde oluflturdu¤u "etkiyi" görürüz. Yani

                  "görüyorum" derken, aslında beynimizdeki elektrik sinyallerini seyrederiz.
                                                                                        3
                       Hayatımız boyunca gördü¤ümüz her görüntü bir kaç cm 'lük görme merkezinde oluflur. Okudu¤unuz bu
                  satırlar da, ufka baktı¤ınızda gördü¤ünüz uçsuz bucaksız manzara da, bu küçücük yerde meydana gelmekte-
                  dir. Bu arada gözden kaçırılmaması gereken bir nokta daha vardır. Az önce belirtti¤imiz gibi, kafatası ıflı¤ı içe-

                  ri geçirmez, yani beynin içi kapkaranlıktır. Dolayısıyla beynin ıflı¤ın kendisiyle muhatap olması asla mümkün
                  de¤ildir.
                       Buradaki ilginç durumu bir örnekle açıklayalım: Karflımızda bir mum oldu¤unu düflünelim. Bu mumun
                  karflısına geçip onu uzun süre izleyebiliriz. Ama bu süre boyunca beynimiz, muma ait ıflı¤ın aslı ile hiçbir za-

                  man muhatap olmaz. Mumun ıflı¤ını gördü¤ümüz anda bile kafamızın ve beynimizin içi kapkaranlıktır. Kap-
                  karanlık beynimizin içinde, aydınlık, ıflıl ıflıl ve renkli bir dünyayı seyrederiz.
                       R.L. Gregory, bizim çok do¤al karflıladı¤ımız görme olayındaki mucizevi durumu flöyle ifade etmektedir:

                       Görme olayına o kadar alıflmıflız ki, çözülmesi gereken sorular oldu¤unun farkına varmak büyük bir hayal gücü
                       gerektiriyor. Fakat bunu dikkate alın. Gözlerimize minik tepetaklak olmufl görüntüler veriliyor, ve biz çevremizde
                       bunları sa¤lam nesneler olarak görüyoruz. Retinaların üzerindeki uyarıların sonucunda nesneler dünyasını algılı-
                       yoruz ve bu bir mucizeden farksız aslında.     195
                       Aynı durum di¤er algılar için de geçerlidir. Ses, dokunma, tat ve koku, birer elektrik sinyali olarak beyne
                  ulaflır ve buradaki ilgili merkezlerde algılanırlar.
                       Duyma olayı da böyledir: Dıfl kulak, çevredeki ses dalgalarını kulak kepçesi vasıtasıyla toplayıp orta ku-

                  la¤a iletir; orta kulak aldı¤ı ses titreflimlerini güçlendirerek iç kula¤a aktarır; iç kulak da bu titreflimleri elekt-
                  rik sinyallerine dönüfltürerek beyne gönderir. Aynı görmede oldu¤u gibi duyma ifllemi de beyindeki duyma
                  merkezinde gerçekleflir. Kafatası ıflı¤ı geçirmedi¤i gibi sesi de geçirmez. Dolayısıyla dıflarısı ne kadar gürültü-

                  lü de olsa beynin içi tamamen sessizdir.






                870 Yarat›l›fl Atlas›
   867   868   869   870   871   872   873   874   875   876   877