Page 40 - 7. Sayı Ekim-Kasım 2021
P. 40

Çaresiz ve cılız bir ses dolduruyor                 olabilir. Pardösünün cebine soktuğu

         kulaklarını. Huzursuz ediyor.                       elini hatırlıyor. Emekli öğretmenle
         Kalabalığın içinden yükselen sesler                 polislerin gittiği yönün tersine doğru

         adamın cılız sesini bastırıyor. “Aa                 yürümeye başlıyor. Hemen gitmek
         uyuşturucu mu? İnanmıyorum.                         istemiyor evine. Canını sıkıyor tanık

         Aa, bir de öğretmenim diyor. Ah                     olduğu bu durum. Dakikalar geçiyor.
         görüyor musunuz, şu hâlimize                        Çaresiz yoluna devam ediyor.

         bakın. Kimlere emanet ediyoruz                      Eve geldiğinde mis gibi kokular
         çocuklarımızı. Yazıklar olsun, yuh,”                duyuyor. “Gene mis gibi yemekler

         diye bağırıyorlar.                                  yapılmış. Ah bir de şu olayı

         Adam kalabalığa dönüp birkaç                        yaşamasaydım ne iyi olurdu.” Böyle

         şey söylemeye yeltenirken polisler                  durumlar iştahını kaçırıyor. “Bir
         kolundan çekip sürüklüyorlar. Polis                 haksızlık var. Uyuşturucu satacak

         memuru elindeki poşete bakarak                      biri değil. Ah, bir de ailem, onurum,
         gözlerini kısıyor. “Evet, uyuşturucu.               evladım diyordu. Ne olacak şimdi?

         Hâlâ daha emekli öğretmenim,                        Her neyse, gördüklerimi bir kenara
         ailem, kızım diyor bir de. Kimi                     bırakıp masaya oturmalı. Beni

         kandırıyorsunuz siz?”                               bekliyorlar.” Evet, eşiyle oğlu masada

         Pardösülü adam kaygıyla kurtulmaya                  onu bekliyor. Karısı tuhaf tuhaf

         çalışıyor.                                          yüzüne bakıyor.

         “Memur Bey, yapmayın etmeyin.                       “Hayrola nerede kaldın Metin, yarım

         Benim ne işim olur uyuşturucuyla,                   saat geciktin. Trafik mi sıkışıktı?”
         yanlış yapıyorsunuz. Ne derim ben                   Durgun bir ifadeyle yanıtlıyor. “Evet,

         aileme şimdi? Bunca sene onurumla                   çok trafik vardı.”
         yaşadım. Evlat yetiştirdim.”                        Oğlu garipseyerek bakıp lafa giriyor.


         “Karakolda anlatırsın bunları. Yürü.”               “Babam yorgun bugün galiba.

         Üst üste yığılıyor kalabalığın öfke                 Baksana sesi soluğu çıkmıyor.

         dolu sözleri. “Bir de evladım var                   Yoksa şimdiye çoktan bir hikâye
         diyor utanmaz.”                                     anlatmıştı.”


         Gri mantolu adam gözünün önünde                     Metin gözlerini kaçırıyor
         beliriyor. Tedirgin hâli, kaygılı                   tedirginlikle.

         bakışları ve hızlıca uzaklaşan                      “Sıradan bir gündü işte, ne anlatayım
         adımlarıyla bu işte bir parmağı                     oğlum.”






         Buluntu Kutusu                                    40
   35   36   37   38   39   40   41   42   43   44   45