Page 64 - ÜÇÜ BİR ARADA
P. 64

ÜÇÜ BİR ARADA



            Tek  başına  bulunmaktan  keyif  aldığı  yerler  vardı.  Rüzgârı
            dinleyebildiği  tek  yer  babasının  vaktinde  dikip  büyüttüğü
            çam ağaçlarının altıydı. Belki de babasından dolayı kıymetliydi
            bu  kaçıp  sığındığı  yer.  “Bu  anı  unutma”  hislerine  karşılık

            durmadan  bunu  tekrarlardı  içinden.  Belki  de  her  güzelliğin
            yitip gittiğini bildiğinden. Geceleri yıldızları görmek ne büyük
            bir  nimetti  onun  için.  Dolunayın  aydınlattığı  geceyi  fırsat
            bilen insanların, patoz seslerine karışan sesi  ve aralıksız öten
            cırcır böcekleri… Rüzgâr gecenin ilerleyen vakitlerine doğru

            uzaklardan  bir  demet  hanımeli  çiçeği  getirip  kucağına
            bırakırdı sanki. Bir çiçek ancak bu kadar güzel kokabilirdi.
            Gündüzleri ise kendi deyimiyle uğultulu tepelere kaçmak onun
            için  büyük  bir  mücadeleydi.  Gözüne  kestirdiği  tepeyi
            kavurucu  yaz  sıcağına  aldırmadan  tırmanabilirdi.  Az  ötede

            hareket  eden  varlığın  yılan  olması  fikri  bile  onu  bu
            düşünceden vazgeçiremezdi. Neticede o da bir can taşıyordu
            babasının  da  dediği  gibi.  Bir  çocuk  için  istemek  ve  bunu
            gerçekleştirmek kaçınılmaz bir gerçekti. Tırmanışın verdiği
            yorgunlukla      sırtüstü   uzanıp    turkuaz     gökyüzünde

            kaybolmalıydı  illaki.  Sonra  ucu  bucağı  görünmeyen  ovada
            yükselen  toz  bulutları,  biçerdöverler  ve  altın  suyuna
            bandırılmış başaklar… Hala  anımsar  o  günleri  sanki  dünmüş
            gibi.  Onun  için  bu  anıları  unutmak  korku  verirdi.  Çünkü
            çocukluğunda yaşadığı bu müthiş atmosfer içinde her şey  çok





         Sayfa 64                                            Hasayaz Ortaokulu
   59   60   61   62   63   64   65   66   67   68   69