Page 19 - 6b kitap
P. 19

geliyordu.  Hemen  Nisan’ı  aradım.  Bir  an  önce
               kalkmasını  ve  koşarak  bizim  eve  gelmesini  söyledim.
               Biraz sonra kapı çaldı. Gelen Nisan’dı.    Sırtında kırmızı
               bir  çanta,  elinde  bir  liste  vardı.  O  listeye  göre  benim
               çantamı da hazırladık, daha sonra Senem Hoca’yı aradık.

               “Hocam nerede buluşacağız?”

               Senem  Hoca,  “Ben  sizi  alacağım  çocuklar,  on  beş
               dakikaya kadar hazır olun.”
                      Bir  anda  kalp  atışlarım  hızlandı.  Senem  Hoca'yı
               beklemeye başladık. O on beş dakika sanki bir ömür gibi
               gelmişti.  Her  şey  çok  hızlı  gelişiyordu.  Hem
               korkuyordum hem de böyle bir şey yapacağım için çok
               mutluydum. Zil çaldı. Senem Hoca gelmişti. Bizi aldı ve
               arabaya  binip  bizim  yere  doğru  yola  koyulduk.  Notta
               yazdığı  gibi  ormana  ulaştık.  İçimden  “İnşallah
               kandırılmıyoruzdur.”  dedim.  Orman  yolunda  sanki
               yerlerde  izler  vardı.  O  izler  bir  patika  oluşturuyordu.
               Nisan  ve  Senem  Hoca  o  izleri  görmemişti  belli  ki.
               Görseler seslenirdilerdi heralde. Ben de seslendim.
               “Yerlere  bakın!  Yerlerde  izler  var  galiba.  Onları  takip
               etmeliyiz.”

               Senem Hoca, “O zaman ne duruyoruz, gidelim.”
                      Ayak  izleri  bir  yerde  bitti.  Patikanın  sonunda
               konuşan,  parlak  bir  taş  vardı.  Taşı  elime  aldım.  Taşın
               altındaki notta ıssız bir evden bahsediyordu. Evin sahibi
               beş sene önce vefat etmişti. Oraya gitmek istemiyorduk.
               Bayağı  korkmaya  başladım  ama  bir  yandan  da  merak
                                        ~  16 ~
   14   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24