Page 51 - MAKSİMUM BİZ | MAYIS 2013
P. 51

 Selanikli hemşerileri, güler yüzlü, fazlaca eğlenceye meyilli insanlar yaşar. Dünyanın ve maalesef ülkemizin birçok yerinde ayrımcılığa maruz kalan Romanlarla birlikte, hiç kimseyi ötekileştirmeden huzur içinde... Ve her cümlenin sonuna “be ya” tamlamasını ekleyerek...
İşte saat on bir gibi vardığımız Kızılağaç köyünde bizi bu insanlardan biri olan rehberimiz Cumhur’un arkadaşı Çetin Abi, nam-ı diğer Çeto karşıladı. Köy kahvesi küçük, hava güzel olduğu için çaylarımızı kahvenin önünde, köy meydanında içtik. Bizi merak eden herkesle ayrı ayrı selamlaştık. Kızılağaç köyünde hayvancılıkla uğraşan Çetin Abi uzun yıllar su altı kaynakçılığı yapmış. Bu sayede birçok ülkeyi dolaşmış. Ayrıca çocukluğundan beri gerek odunculuk gerek avcılık için gezdiği bölgedeki ormanları avucunun içi gibi biliyor.
Çetin Abi’yi de yanımıza alarak aracımızla birkaç kilometrelik bir yolculuktan sonra parkura vardık. Tozluklar takıldı, çantalar sırtlandı ve yürüyüş başladı. 2-3 kilometre boyunca düz bir stabilize yoldan ilerleyerek ormana yaklaştık. Hava parçalı bulutlu ve yağışsızdı. Kısa bir fotoğraf molasının ardından derinlerden sesi gelen Kerevizdere’ye doğru yamaçtan aşağı inmeye başladık. Yatağına iner inmez dere bizi küçük, güzel bir şelale ile karşıladı. İnsana elle yapılmış hissi veren bembeyaz kayalardan oluşan yatağından usulca akan dere, şelalenin döküldüğü yerde derin şelalenin döküldüğü yerde derin bir gölcük oluşturmuştu.
Dumanla atılan imza
  Üç adam bir şelale
  





























































































   49   50   51   52   53