Page 6 - 09153309_okumakulturu_kulturveedebiyatbulteni
P. 6
18 MART 2025 / VESSELAM GAZETESİ ÖZEL SAYI / 4 ÇANAKKALE MEKTUPLARI
“İndirdiğimiz Onca Vahşi Darbeye Rağmen, Gebe Dağlar Hâlâ Türk Doğurmaktaydı.”
Çanakkale Boğazı’nı denizden geçemeyen İtilâf Devletleri, 25 Nisan 1915
tarihinden 9 Ocak 1916 tarihine kadar sürecek olan Gelibolu Yarımadası
üzerinden ortak bir çıkarma (amfibi) harekâtı ve müteakiben bir kara
harekâtı ile harbin hedefini ele geçirmeye çalışmış, ancak bunda da başarılı
olamamışlardır.
18 Mart 1915 deniz taarruzunun başarısızlığı üzerine Çanakkale Boğazı
seferinin akıbeti için 22 Mart 1915’te yapılan toplantıda kara ve deniz
kuvvetleri yetkilileri, Çanakkale Boğazı’nı zorlamak için tamamen bir deniz
harekâtı yerine kara ve deniz kuvvetlerinin ortak bir işbirliği yapması
konusunda anlaşmaya varmışlardır. 29’ncu İngiliz Tümeni’nin Ege’ye
ulaşmamış olması, olası askeri harekâtın Nisan ayı sonlarına kadar
gecikmesine ve bütün birliklerin Mısır’da toplanmasında etkili bir faktör
olmuştur.
25 Nisan 1915’te güneş doğmadan birliklerin gemilerden indirilmeye
başlanması ile altı farklı kumsal kullanılarak, akşama kadar 29.000 kişi
karaya çıkarılmıştır. Avustralya ve Yeni Zelanda Kolorduları (ANZAK)
Kabatepe’nin yarım mil kuzeyinde, 29.Tümen ve Kraliyet Deniz
Tümeni’nin bir birliği Seddülbahir civarında beş farklı yerde karaya
çıkarılmıştır. 3.000 kişilik Fransız Tümeni ile bir birlik de Kumkale’de
karaya çıkarılmıştır. Beş kumsala yapılan çıkarmada Türk topçularının
açmış olduğu şiddetli ateşe rağmen birlikler karaya çıkabilmişler, ancak
ilerleyememişlerdir. Arıburnu’na yapılan çıkarmada ise Anzak birlikleri
Türk askerinin direnişi ve yoğun topçu ateşi ile karşılaşmışlar ve
ilerleyememişlerdir. Sonuçta İtilâf Devletleri’nin İstanbul’u ele geçirme
planı başarısızlıkla sonuçlanmış, denizde ve karada yenilgi kaçınılmaz olmuştur..
15 Mart 1915 tarihinde Toulon Limanı’ndan zafer temennileriyle Çanakkale’ye gelen İşgal Kuvvetleri Başkomutanı Ian
Hamilton, Çanakkale Cephesi’nden ayrıldıktan sonra Gelibolu hatıralarında şunları yazacaktı:
“İndirdiğimiz onca vahşi darbeye rağmen, gebe dağlar hâlâ Türk doğurmaktaydı. Yer yer ilerleyen çizgiler; yeşil
çimenlerin üzerinde kımıldayan noktalar; Sarıbayır sırtında, yara izine benzeyen geniş bir kırmızı toprak üzerinde
birbirini izleyen noktalar… Yaklaşıyor, gözden kayboluyor, yine ortaya çıkıyorlar… Mevzimizin en yüksek ve en orta
yerine, birbirini kovalayan dalgalar halinde yükleniyorlar.
Büyük topların gümbürtüsünün yanı sıra, makinelilerin ve tüfeklerin takırdısı duyuluyor-gök gürültüleri arasında bir
limonluğun damına inen dolunun çıkardığı sesler gibi… Sonra ateş hafifledi. Saldırı püskürtülmüştü. Bizimkiler oldukları
yerde tutunabilmişlerdi. Yeşil çimenliklerin üzerinden geriye az, çok az nokta döndü.
Ötekiler karanlıklar âlemine göçmüşlerdi.”
İlhan AKŞİT-Hayati EZEL, Mustafa Kemâl ve Çanakkale 1915, İstanbul, 1982, s. 115.
F. Rezzan ÜNALP, Çanakkale Muharebeleri ve Mustafa Kemal, Çanakkale Araştırmaları Türk Yıllığı Yıl: 13, Bahar 2015,
Sayı: 18, ss. 37-64, 100. Yıl
Figen ATABEY, İtilaf Kuvvetleri’nin Gelibolu Yarımadası’na Çıkarma Harekâtı (25 Nisan 1915), Çanakkale Araştırmaları
Türk Yıllığı Yıl: 13, Bahar 2015, Sayı: 18, ss. 249-270,
SAYFA 6
Karşıyaka Hacı Fatma Bodur Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Tarih Bülteni

