Page 13 - Sancaklar
P. 13
Sancaklar - Konya Müzelerindeki Sancakların Replikaları
Konya’nın sembolü sayılan Mevlânâ Müzesi gelir. Mimar Arabî, Mevlânâ Celaleddin Rûmî, Sadreddin Konevî, Şemsî
Bedrettin Tebrizî tarafından yapılan ve Kubbe-î Hadra (En Tebrizî, Kadı Burhaneddin, Kadı Siraceddin, Urmemi
Yeşil Kubbe) denilen 16 dilimli bu muhteşem âbide firuze gibi bilgin, mutasavvıf ve filozoflar kıymetli eserlerini
çinilerle kaplıdır ve bugünkü görüntüsüne Cumhuriyet Konya’da hazırlayarak dünyaya ışık tutmuşlardır.
döneminde kavuşturulmuştur. “Konya’nın Altın Çağı” denilebilecek bu özelliği, 12. yüzyıl
ortalarına kadar devam etmiştir.
Alaeddin Camii, Sahip Ata Külliyesi, Karatay Medresesi,
İnce Minareli Medrese, Sırçalı Medrese Selçuklu dönemi Bu şahsiyetlerin ve Anadolu’nun yeni sahiplerinin
eserlerindendir. Selçuklu ve Beylikler dönemine ait pek engin hoşgörüleri, bilim, sanat ve teknik alanlardaki
çok cami, hamam, çeşme, köprü, tekke, kervansaray, üstünlükleri, köklü kültürel ve sosyal yapıları,
hastane, su yolu ve diğer altyapı kuruluşlarına sahip Anadolu’nun “Ana Yurdumuz” olmasında önemli bir
bulunan Konya’da Osmanlı Dönemine ait eserlerin en etken olmuştur. Böylece ne Bizans saldırıları, ne Moğol
tanınmışı ise Sultan Selim ve Aziziye Camii’leridir. istilâsı, ne Haçlı orduları, ne İtalyan, ne Yunan işgalleri,
Türk’ün Anadolu’daki egemenliğini yok edememiştir.
Konya 12. yüzyılın ilk yarısında Sultan Alaeddin
Keykûbat (1219-1236) devri ve sonrasında, dünyanın Konya’nın ve millî kültürümüzün manevi mimarları,
ilim ve sanat merkezi özelliğini kazanmıştır. Türk-İslam Mevlânâ Celâleddin Rûmî; yaşama sevinci, dünya görüşü
Dünyasının her tarafından gelen bilim ve sanat adamları ve hayat felsefesi ile dünyaya ışık tutarken; Nasreddin
Konya’da toplanmışlardır. Bahaeddin Veled, Muhyiddin Hocamız, Türk Mileti’nin hazır cevaplılığını nükteleriyle
13