Page 3 - ebaskı
P. 3
EDİTÖRDEN
…İnsan Yaşadığı Yere Benzer…
Bahar Aslan, Mimar
nadolu coğrafyasının kadim şe- gayet hevesli ve hoyrat olduğumuzu; kay-
hirlerinden Malatya’yı, Mimarlar bedilenlerin yerine kayda değer pek bir şey
Odası Malatya Şubesi olarak, koyamadığımızı; şehrini, evini, bahçesini,
yüzyıllar ötesinden Hocamız, ağacını sevmeyen, korumayan, bunların
Akendisini, El fakîr-ul hakîr, Ser varlığını-yokluğunu umursamayan, kendine
Mi’mârân-ı Hassa, (Hassa Mimarlarının Başı, mesele, dert etmeyen, her şeye “bîgâne” bir
Hakir ve Fakir Sinan) olarak tarif eden Mimar insan topluluğunun şehre gitgide hakim ol-
Sinan’a atıfla, SerMimar adı altında selamlı- maya başladığını gördük.
yoruz.
İnsanı insan yapan hafızamızın mekânla-
SerMimar, medeniyetimize, tarihimize ve rını birer birer kaybettiğimizde bizden geriye
hafızamıza, mekânlar üzerinden sahip çık- ne kalır, sorusunu sorduktan ve;
mak, şahitlik etmek gaye ve niyetiyle yola
çıkmış bulunuyor. betonlaşmaya, apartmanlaşmaya, mi-
mari ve estetik yozlaşmaya, netice itibariyle
Bu maksatla oluşturduğumuz içerikte, taşralaşmaya fikri ve zikriyle hayır diyebilen,
geleceğimizin doğru inşa edilebilmesi adı- şehrini mesele eden;
na; hem geçmişimize, hem de bugünümü- sayfalarımızda yer verdiğimiz, Şirket Han,
ze bakmaya gayret ettik. Almasulu Evi gibi, kaybedilmiş veya kaybı
yakın eserler için, ellerinde bilgi ve belge
Geçmişte, bulunduran “dert sahiplerini”, yani, Mimar Mimar Sinan’ın
bu şehrin ilk imar planını kimin, hangi Sinan’ın kendisine yakıştırdığı sıfatla, “derd-
şartlar altında hazırladığına; mend”leri, bu bilgi ve belgeleri SerMimar’la imzası ve mührü
hangi evlerin, hanların, hamamların, ca- paylaşmaya, SerMimar’a destek olmaya da-
Sinan’ın imzası, istifli bir üslupla,
milerin göz göre göre kaybedildiğine; vet ettikten sonra; yukarıdan aşağıya “El-fakir Sinan,
hangi mimari eserlerin KAYBEDİLMEK ser-mi’mârân-ı hassa” (Saray
ÜZERE olduğuna; sözü, Bilge Mimar Turgut Cansever’in Mimarlarının Başı, Fakir Sinan) keli-
hangi projelerin kâğıt üzerinde kaldığına kardeşi Şair Edip Cansever’e bırakıyorum: melerinden oluşmaktadır.
Eliptik mührün etrafında şu beyit
bakarken, tecrübe ehline geçmiş günleri yazılıdır:
sorduk. Ser-i mi’mârân-ı hassa müstemend
…İnsan yaşadığı yere benzer Bende-i miskîn kemîne derdmend
Günümüze bakarken ise, nadir de olsa, O yerin suyuna, o yerin toprağına benzer
(Fakir: yoksul, düşkün, derviş. /
hangi eserlerin ne şekilde korunduğuna, Suyunda yüzen balığa Hakîr: zavallı. /Ser-i mi’mârân-ı
ihya edildiğine şahit olduk. Toprağını iten çiçeğe hassa: Saray mimarbaşı /Müste-
Dağlarının tepelerinin dumanlı eğimine mend: zavallı, çaresiz /Bende: kul /
Ancak, bu bakış ve şahitlik bizi mahzun Konya’nın beyaz Miskîn: zavallı, çok yoksul /Kemîne:
etti. Antep’in kırmızı düzlüğüne benzer değersiz, noksan, zavallı. /Derd-
mend: Dertli, dert sahibi.)
Göğüne benzer ki gözyaşları mavidir
Çünkü geçmişle gelecek arasındaki sü- Denizine benzer ki dalgalıdır bakışları
rekliliğin kütle, ölçek, malzeme, üslup, de- evlerine, sokaklarına, köşebaşlarına…
tay gibi konularda neredeyse tamamen yok
olduğunu, geçmişimizi ortadan kaldırmakta (Edip Cansever, Mendilimde Kan Sesleri)
SerMimar TEMMUZ 2019 1