Page 25 - NÜTRİSYON REHBERİ
P. 25
Kabiven Peripheral: 3 bölmeli ürünlerdendir. (1440ml-1920ml-2400ml).
Periferik uygulama . Aminoasit, glukoz, lipid (Intralipid %20), elektrolitten oluşur.
Üç bölmenin içeriği karıştırıldıktan sonra oluşan son karışımın her bir litresi aşağıdakileri sağlar:Azot: 3.7 g;
Amino
asit: 23 g; Glukoz: 67 g; Lipid: 35 g; kalori: 700kcal/L; pH: 6; Ozmolarite: 750mOsm/L
Kabiven: 3 bölmeli ürünlerdendir. (1026ml-1540ml-2053ml-2566 ml).
Aminoasit, glukoz, lipid, elektrolitten oluşur.
Üç bölmenin içeriği karıştırıldıktan sonra oluşan son karışımın her bir litresi aşağıdakileri sağlar: Azot:5.2 g;
Amino
asit: 33 g; Glukoz: 97 g; Lipid: 40 g; kalori: 900 kcal/L; pH: 6; Ozmolarite: 1060 mOsm/L
ÖZEL DURUMLARDA BESLENME
Solunum Yetmezlikli Hastada Beslenme
Solunum yetmezliği olan hastalarda genellikle standart ürünler kullanılmalıdır. Ancak, yoğun bakım ünitesinde
yatan hastaların %15'ini ventilatör bağımlı hastalar, yani ventilatör desteğinin çekilemediği hastalar oluşturur.
Bu grup hastalarda genellikle altta yatan bir kas güçsüzlüğü mevcuttur. Mekanik ventilatörden ayrılma
güçlüğünün; fazla beslenmeye bağlı olduğu düşünülen hastalarda; kalori kısıtlaması, yağ/karbonhidrat oranı
yüksek (50/50) ürünler ve protein alımının 1-1.2 g/kg'ı geçmemesi tercih edilebilir. Bazı deneysel çalışmalarda
dallı-zincirli aminoasitlerin solunum merkezini uyardığı ve solunum kas fonksiyonlarını arttırdığı gösterilmiştir.
Mekanik ventilasyon tedavisi sırasında özellikle fazla miktarda ve hızlı lipit infüzyonlarının hipoksemiye yol
açtığını gösteren bazı çalışmalar mevcuttur.
Bu nedenle genel olarak lipit oranı standart yani %30-40 olmalı ve 24 saat boyunca infüzyon yavaş olarak
yapılmalıdır. KOAH olan hastalarda genellikle malnütrisyon zaten mevcuttur ve bu hastalar hastaneye yattıkları
dönemde %10-15 kilo kaybederler. Kronik solunum yetmezliğinde, özellikle de KOAH hastalarında, kilo kaybının
başlaması ve yağsız kitlenin azalması kötü prognozu gösterir. Solunum yetmezliği olan, KOAH hastalarında
nütrisyonel desteğe ihtiyaç olduğunda enteral nütrisyon ilk tercih olmalıdır. Glukoz bazlı nütrisyon respiratuar
karbondioksit yükünde artışa neden olacağından, enerji kaynağı olarak lipit ağırlıklı nütrisyon içeriği tercih
edilmelidir.
Sepsiste Beslenme
Ciddi yoğun bakım hastalarında özellikle sepsis dahil olmak üzere malnütrisyon artmış morbidite ve mortalite
ile ilişkilidir. Bu hastaların standart bakımlarında nütrisyonel destek oldukça önemlidir. Sepsis, proinflamatuar
metabolik cevap, artmış enerji tüketimi, hızlanmış katabolizma ve hiperdinamik dolaşımsal değişiklikler ile
karakterizedir. Böylece sepsis hastasında yağsız vücut kütlesinde azalma, organ fonksiyonlarında ve immun
fonksiyonlarda bozulma meydana gelir.
Bu durum uzun sürerse protein enerji malnütrisyonu, infeksiyöz morbiditede artış, mekanik ventilator
bağımlılığı, yoğun bakım ve hastane kalış süresinde uzama, mortalitede artış kaçınılmaz olmaktadır.
Normal bir insanda açlığa karşı gelişen ilk yanıt kan şekerini korumak amacıyla glikoneogenezdir. Ancak,
glikojen depoları 2-3 gün içinde tükeneceğinden proteinler glikoneogenezde kullanılırlar. Septik hastalarda
sempatik sinir sistemi aktivitesindeki artış, katekolamin ve glukagon düzeylerindeki artış nedeniyle katabolizma
ön plandadır. Yağ depolarının oksidasyonu artmaz ve bazal metabolik hız artmıştır. Bu nedenle glikoneogenez
için protein yıkımı sonucu negatif nitrojen dengesi gelişir.
Sepsis ve septik şok hastalarında gastrointestinal sistemde özellikle intestinal permeabilitenin artışı ve çoğu
zaman kullanılan ilaçlara bağlı (sedatifler, analjezikler, ve katekolaminler) azalmış motilite beslenme