Page 15 - Yürüyüş Dergisi 29 - Rehber
P. 15

İşkencelerle, Saldırılarla, Hak Gasplarıyla Devrimci İrademizi

                                                      Kıramazsınız!
                        VAR OLAN HAKLARIMIZI İSTİYORUZ,


                               ALANA KADAR DİRENECEĞİZ!


               -Bandırma hapishanesindeki özgür tutsaklar yaklaşık 7 aydır yasal yayınlanan ve toplatması olmayan Yürüyüş
             dergileri, kendilerine keyfi olarak verilmediği için uzun süredir günün belirli saatlerinde kapı dövme ve slogan
             atarak direnişlerini sürdürüyorlardı.
               En son idareyle yapılan görüşmede, hapishane müdürü, “dergi verilmediğinden haberi olmadığını, artık kapı
             dövmemelerini, adli tutukluların bu konuda sorun çıkardıklarını, psikolojik rahatsızlıkları olduğunu, bundan sonra
             dergi vereceklerini ve eylemlerini sonlandırmalarını” istiyor
               -Hapishanenin  sözde  kütüphanecisi  “uygun  değil  dergileriniz,  kaleşnikof  foroğrafları  var,  veremem”  diyerek
             dergilerin tutsaklara verilmesini engellemektedir. Elbette kütüphanecinin bu tavrı hapishane idaresinden bağımsız
             bir tavır değildir. Ancak şunu da belirtelim, faşizmin kütüphanecisi olmaz. Faşizm kitaplara, dergilere düşmandır.
             Faşizm düşünceye düşmandır... Kütüphaneci değil, sansürcüdürler...
               -Hapishane  idaresinin  sözünü  tutmaması  üzerine  Bandırma  hapishanesindeki  özgür  tutsaklar  tekrar  direnişe
             başlamıştır. Özgür tutsak Yoldaş Bingöl 7 Ağustos Pazartesi günü, koli almak için gittiği idari binadan dönüşte
             OTURMA EYLEMİ başlatmıştır.
               -Linç gürühü Onur Bingöl’ün kafasını yere çarparak kafasına kapı kolu ile vurarark kafasını yarmışlardır. İki
             bardaktan fazla kan kaybeden Onur’un kafasının dışında tekmelerle, yumruklarla suratına da vurarak yara, bere, kan
             içinde baygın halde bırakmışlardır.
               -DHKP-C’li özgür tutsakları işkence ve linç saldırısıyla teslim alacağını sanan AKP’nin linç gürühu saldırının
             sonucunda tam bir hüsrana ugramışlardır.                                                                  Sayı: 481
                                                                                                                       Yürüyü
               Devrimci tutsakların teslim olacağını, aman dileyeceğini bekleyen linç güruhu kırdıkları kafadan akan kanla
             hücre duvarlarına yazılan UMUDUN ADI DHKP-C yazısı ile karşılaşmışlardır.                                9 Ağustos
                                                                                                                          2015
               Şehirlerden  dağlara,  dağlardan  hücre  duvarlarına  umudun  adı  faşizmi  kendi  ininde  vuruyor.  Cepheliler  yeni
             gelenekler  yaratarak  zulmün  olduğu  her  yerde  direniyor,  destanlar  yazıyor.  Umudu  faşizmin  hücrelerine  kanla
             işliyor.
               ÖĞRETMENİMİZ

               ***Emperyalizme teslimiyet yarışına girildiği, çıkarlardan oluş-muş ve bataklık haline gelmiş bu sol içerisinde
             boğulmayacak, ayakta kalacak, sosyalizmi yeniden yükseltecek siyasal bir çizginin, M-L’nin yalnız ülkemizdeki
             değil, dünyadaki temsilcilerinden olmalıydık.
               Bu sol bataklığın şu veya bu.şekilde dışında kalmış veya öyle görünen örgütler de, sosyalist sistemin yıkılmasıyla
             resmen  silah  bırakmamasına  ve  barış  imzalamamasına  rağmen,  emperyalizme  tavır  almayarak,  varlığına  göz
             yumarak bir anlamda dolaylı barış ve uzlaşma yolunu seçmişlerdir.
               Bu politikayla, açıkça emperyalizme “Ben kuracağım iktidarda sana dokunmayacağım, sen beni destekle, ben de
             seni koruyayım” mesajını vermişlerdir. Bu politikanın temsilcileri, daha çok milliyetçiliği bayrak edinmiş örgütlerdir.
               Bu milliyetçi anlayış, sosyalist sistemin yıkılmasıyla birlikte daha da artmış ve sosyalist literatürün arkasına
             gizlenerek,  teslimiyetçiliği  ve  emperyalizmle  uzlaşmayı  çok  güçlü  biçimde  yaşatarak,  emperyalistlerle  zımni
             anlaşmalar içerisinde, dolaylı ve dolaysız emperyalizmin denetiminde, onun bağışlayıcı-lığında ve lütfuyla halklar
             için özgürlük istemektedir.
               Nasıl  ifade  ederlerse  etsinler,  bu  özgürlük  emperyalizmin  bahşettiği  sahte  bir  özgürlük  olup,  emperyalizmin
             halkları birbirine kırdırma, devrimci dinamiklerini tüketme hareketidir.
               ***Emperyalizm, M-L sosyalist hareketlerin az da olsa gelişmesine tahammül edemez ve tüm vahşetiyle saldırıp
             ezmeyp kalkarken, dünyanın hemen her yerinde milliyetçi hareketlen, ulusal haklar görüntüsü altında destekleyip
             yaşatması bize çok şey öğretmelidir.
               Bugün Rusya’dan Ortadoğu’ya kadar dünyanın birçok yerinde, emperyalizm, halkların milliyetçilik temelinde
             bir mücadeleye yönelip birbirlerini boğmalarını büyük bir iştahla, dolaylı veya dolaysız desteklemekte veya izle-
             mektedir.




                                                                                                                       15
   10   11   12   13   14   15   16