Page 30 - tavir_169_2019aralik-b
P. 30

kendisine ne de başkasına yapılan bir haksızlığı kabullenmiyordu.
           İşyerinde ise yöneticiler her gün saçma sapan kararlar alıp uy-
        gulamaya kalkıyorlardı. Ardından Nazan'dan başlayarak herkese
        yayılan bir itirazla akşama kadar boğuşmak zorunda kalıyorlardı.
        Nazan işyerinde giderek aymaz yöneticilerin korkulu rüyası oldu.
        Bir gün ülkede garip bir kargaşa çıktı. Para hırsıyla birbirini yedi
        yöneticiler. İki yüz elli insan can verdi. Yüz kırk bin insan işten
        atıldı. Nazan da atılanlar arasındaydı.
           Morali biraz bozulur gibi oldu.
           İşyerinden çıktı.
           Yürüdü.
           Uzun uzun yürüdü.
           Düşündü.
           “Dirensem  kavgayı  kazanıp  yeniden  ekmeğime  kavuşur
        muyum?” dedi, kendi kendine.
           Kentin içinde yürüyüp dolanan, acele acele evine gitmeye ça-
        lışan, yüzü endişeli insanlara baktı.
           “Acep şu koca kentte işinden olup da ‘direnmeli' diyen kaç ki-
        şiyiz” diyerek bir süre daldı gitti.
           Yürüye sallana Yüksel Caddesi'ne vardı. Cadde her zamanki
        kalabalığı ve telaşındaydı. Ağır ağır dolanmayı sürdürdü.
           Yüksel Caddesi'nde İnsan Hakları anıtını gördü. Ona baktı ve
        acı acı gülümsedi. Kendi kendine söylendi; “Yüz kırk bin insan
        işten atılmış ve Ankara'nın orta yerinde bir İnsan Hakları Anıtı”.
        Bakınırken güzel yüzlü bir kızın anıtın önüne oturduğunu gördü.







                                                                    Şimdi ilginç bir görüntü vardı karşısında. Anıtın önünde ince
                                                                    uzun bir kız tam arkasında İnsan Hakları Anıtı.
                                                                       Bir süre seyretti bu görüntüyü.
                                                                       Kızın yüzünde ince bir keder okunuyordu. Keder kızın yü-
                                                                    zünden akıp Yüksel Caddesi'nin taşlarına akıyordu.
                                                                       Birkaç kişi geldi İnsan Hakları Anıtı önüne. Kıza yaklaştılar.
                                                                    Onu kucakladılar. Bir süre konuştular. Kızı ziyarete gelenler-
                                                                    den biri başladı bir şiir okumaya:
                                                                       SICAK GELİR
                                                                       TÜTÜNDEN  HEY  PAMUKTAN  HEY  OTTAN  HEY
                                                                    HABER GELMEZ GURBETTEN DAVUL ÇALDIM DAVUL
                                                                    ÇALDIM DUYAN YOK ZULÜM GELİR
                                                                       KANCIKTAN HEY KAHPEDEN HEY PUŞTTAN HEY
                                                                    DOSTLUK GELMEZ MUHANETTEN DAVUL ÇALDIM
                                                                    DAVUL ÇALDIM DUYAN YOK BEN YÜRÜRÜM YANAN
                                                                    YANA
                                                                       KIPIRDAR DÜŞER YOLA TÜTÜNDEKİLER KIPIRDAR
                                                                    DÜŞER YOLA PAMUKTAKİLER KIPIRDAR DÜŞER YOLA
                                                                    KÖMÜRDEKİLER
                                                                       SESİM BÜYÜR
                                                                       TARLALARCA YOLLARCA FABRİKALARCA BİR OYANA
                                                                    BİR BU YANA ADIMLAR DAVUL ÇALDIM DAVUL ÇAL-
                                                                    DIM





         30     TAVIR   aralık 2019
   25   26   27   28   29   30   31   32   33   34   35