Page 57 - tavir_169_2019aralik-b
P. 57
rimcilerin ellerini kardesce gardiyanlarina, kolluklara uzatmalari
*** cok degerli. mandela'yi kucucuk hucresinde devlestiren seyler-
oldukça çarpıcı, iyi filmdir. önce cezaevinin sonra bir hücre- den biri de, hucresi onunden gecerken onunu ilikleyen gardi-
nin, tecritin nasıl detaylı bir strateji ürünü olduğunu hissettiriyor. yanlardi. onlarla kurulan etkilesimdi, iliskiydi.
o kadar çarpıcı ki insan arada dışarı çıkıp nefes almak, hava almak direnisin farkli yonleri, bicemleri, ucuncu ve dorduncu bo-
istiyor. önce insanın elinde kendi bedeni dışında bir protesto lumlerde aciliyor. insanin bedenini direnis icin bir alet olarak kul-
aracı bırakmamak nedir? sonra da otorite bedenlere müdahale lanmasi uzerine cokca ornek, cokca oyku vardir. boyalarla
etme cüretini nasıl gösterir... işte bunları toptan hissediyoruz. rengarenk, ya da sac telleriyle yapilan direnisin obur ucunda, ir-
ve de acı bir mücadeleyi, helal olsun dedirten direnişi görüyo- landali tutsaklarin diskilarini hucre duvarlarina surerek gercek-
ruz. lestirdikleri “pis direnis” (no wash protest - dirty protest) de
*** tarihte yerini almisti. yine bunlarin arka planinda, tutsaklarin tecrit
hepsi oldukça iyiydi ama en çok mehmet ilker altınay'ınkin- altinda renge, sese ac kalmalari da goz onunde bulundurulmali.
den etkilendim, belki de aydın bulut'un tabanlarıyla duvarı bo- filmin en zayif karakterlerinden, oyunculuklarindan birini “ha-
yayan üç mahkumundan, bilemiyorum. pisane muduru” sergiliyor. belki altinda bilincli birtakim secimler
böcekle arkadaş olan adamın hikayesinde, cezaevini teftiş yatiyordur.
eden devlet görevlisine ayrıca hayran kaldık. mahkum bir aydını sinema salonundaki izleyiciler uzerindeki gozlemlerime da-
oynayan ezel akay'ın koğuşundan geçerken “avrupa standartla- yanarak, filmin vurucu degil bogucu bir etki yarattigini soyleye-
rını yakaladık hala nelerle uğraşıyoruz” deyişi, etrafın temizliğine bilirim.
bakışı. her şeyin düzgün olması. cezaevi ne kadar düzgün, bem- duvar'da, carandiru'da, ya da hunger'da isiklar yandiginda iz-
beyaz. her şey avrupa standartlarında... acı şey insanların dün- leyicilerin duyumsadigi tokat yemis hissi bu yapimda etkin degil.
yayı algılayışlarındaki korkunç farka, devletin vatandaş ruhuna ve ornegin, tutsak annesine giysilerinin zorla cikarttirildigi yuz
bedenine müdahale cüretine, bu işlere tanık olmak. plan uzerinde uzayip giden dakikalar, salonu terk eden daralmis
*** izleyiciler olarak geri dondu.
kurgusu, oykuleri, goruntuleri, kayalarin arasinda fiskirmis bir “f tipi film” zulmu yasayanlarin, iskenceyi gorenlerin tarihe
tutam yesil surgun gibi. dustugu bir not.
yasamda, direncte ickin. gercek, sahici. bu not, anlatim dili, bicimi, yapim uzerindeki baskilar, karart-
ilk bolum saglam bir baslangic. malar nedeniyle, kitlelere kalabaliklara ulasamiyor belki ama...
bellegi surekli silinen tutsakla birlikte, toplumsal bellegi de- topragin altindaki tohumu damla damla besliyor. bahara karsi.
vamli bosalan kitleye de surec animsatiliyor. bilinc asilaniyor. ***
ikinci bolum ise devrimci sanata iliskin umudu tazeliyor. bir kesinlikle izlenmeli.müstakbel tutklu olarak hepimiz, f tipi ce-
gardiyanin zavalli, yalniz, ayriksi yasami uzerinden “icerde di- zaevleri denilen mekanlarda neler yasandigini, bizleri neler bek-
sarda hucreleri parcala“ sloganinin “disarida” kismi gun isigina ledigini bilmeliyiz...
tutuluyor. benzer yapitlarda, ornegin hunger'da, bu derinlik bu kesinlikle izlettirilmeli...herkesin yasananlari, içerideki insan-
insancillik yoktu. gardiyanlar daha canavarca resmedilmisti. dev- larin neler yasadiklarini bilmesi açisindan izlettirilmeli....
aralık 2019 TAVIR 57