Page 44 - ALANYA TIME SAYI 37
P. 44
DÜŞÜN
Sanem Zorlutuna
Yaşam Koçu
Neyi düşledik yada hiç düşledik mi? En son ne zaman Düşün ne kadarsın? Düş'ün kadarsın.
hayal kurmuştuk? Neydi hayalimiz, ne kadar inandık, S. D'ANNA
ne kadar uğraştık? Ulaşabileceğimiz bir hedef miydi,
gökte içimizi ısıtan bir yıldız mı?
Beynimiz gerçekle hayali ayırmaz, düşlediğimiz her şeyi ger-
çek kabul eder ve olması için çabalar. Peki beynimiz inanırken,
biz neden inanmayız hayallerimizi gerçekleştirebileceğimize,
arkamızı döneriz düşlerimize?
Acaba değerimizi mi bilmeyiz en çokta kendimizin? Son-
ra birileri doldursun bu boşluğu isteriz, bizi sevsinler, değerli
hissettirsinler, kıymet bilsinler, saygı duysunlar vs... Bu böyle
uzaaarr gider. Ve beklenen son 'ben onun için neler yaptım' ya
da 'ben bunu hak etmedim, bana bunu nasıl yapar.' Haydi bir
soralım kendimize neler yaptık, neden yaptık, yapmasaydık ne
olurdu? Yoksa tüm bunları yaparken sevilmek, belki övülmek,
saygı duyulmak, hatta vazgeçilmez olmak mı istedik? Yok ca-
nım daha neler, biz sadece ne yaptıysak onlar için yaptık, adını
da Feda-Karlık koyduk.
Ne bekliyorsak aslında tam da o eksik bizden bize olanda;
sevilmek mi istiyoruz, önce biz sevelim kendimizi hem de öyle
bir sevelim ki sevgi olsun her yanımız yaklaşana bulaşsın, de-
ğerimiz bilinsin mi istiyoruz, öyle inanalım ki ne denli değerli
olduğumuza, Yaradanın sevgisiyle yoğrulduğumuza, varlığımı-
zın tüm dünya hatta kainat için önemli olduğuna, tıpkı bir saatin
parçaları gibi birbirimizi tamamladığımızı bir parça dahi eksik
olursa zamanın duracağını, daha değerli yada daha değersiz
kıyaslanamayacağımızı öyle bilelim ki herkes hissetsin, bilsin
değerini. VE öyle inanalım ki kendimize, düşlerimizin önünden
çekilsin gölgelerimiz, inansın tüm hücrelerimiz hayallerimizi,
düşlerimizi gerçekleştireceğimize.
Biz sevmeli, biz inanmalı, biz değerimizi bilmeliyiz; çünkü
biz baktığımız her şeyde ancak kendimizi görürüz.
46