Page 4 - http://www.tarkan.com.tr/index.php/tr/
P. 4
— Ya Adem! Meleklere şunların isimlerini güzelce haber ver,
dedi, Bu hitabı ile halifenin kim olacağına da işaret buyurdu ve
böylece Meleklerden sonra Hz. Adem'i de bu emir ile imtihan etti.
Bunun üzerine Hz. Adem o arz olunan şeyleri isimleriyle haber
verince, Allahü Teâlâ, Meleklere:
— Ben size, Ben bütün arz ve semânın gaybını bilirim, demedim
mi? Ve siz ne açıklıyorsunuz ve ne gizliyorsunuz, onu da
biliyorum, buyurdu.
Allahü Teâlâ Hz. Adem'e eş olarak kendi kaburga kemiğinden
Havva validemizi yarattı ve:
— Ya Adem, sen ve zevcen şu Cennette rahat yaşayınız.
Nimetlerimden bol bol yiyiniz. Ancak şu bur ağaca yaklaşmayınız,
meyvesinden yemeye kalkışmayınız ki haddini aşanlardan
olursunuz, buyurdu. Ve Şeytanın kendilerine düşman olduğunu
bildirerek onun sözüne kanmamalarını istedi.
Allahü Teâlâ onlara yalnız bir ağacın meyvesinden yemelerini
yasaklamıştı ki, bu suretle insana, iradesini kullanmayı ve nefsine
hâkim olmayı öğreterek mükellefiyetten azade olmadığını
hatırlatıyordu.
Onlara verilen bu nimetler üzerine ilâhî huzurdan kovulan ve
insanoğluna ebedî düşmanlığını ilân eden Şeytan, ilk olarak
kendilerinde örtülüp gizlenen kötü yerlerini meydana çıkarmak;
avret mahallerini açmak için ikisine de vesvese vermeye başladı.
Hz. Adem ve Havva bu âna kadar yaratılışlarında kendilerini
utandıracak ve tiksindirecek çirkin pis şeylere mahal olacak kötü
yerlerini ne kendilerinde ve ne de birbirlerinde görmüyorlar ve
hattâ bilmiyorlardı. Settârul' uyub olan Halik Teâlâ evvel emirde
onu örtmüş ve kendilerinden gizlemişti.
Şeytan nihayet bir fırsatını bulup onlara yaklaştı ve: