Page 49 - BODRUMDergi | KASIM 2025 | SAYI:17
P. 49
bilgisini öğrendim. Ardından bir dönem
akordeonla geçti; Sezgin Ergül ile
çalıştım ve ondan müzikal anlamda
çok şey öğrendim. En sonunda
Eskişehir Anadolu Üniversitesi
Devlet Konservatuvarı’nın yarı
zamanlı programını kazandım ve
piyanoyla tanıştım. O iri siyah beyaz
tuşlara ilk dokunduğum an, sanki
kendimi bulduğum andı. Sonrasında
konservatuvara tam zamanlı gitmek
için aileme çok ısrar ettim; onlar da
bana güvenip beni desteklediler.
Böylece küçük bir orgla başlayan
o merak, zamanla bir ömre yayılan
koskoca bir tutkuya dönüştü.
Moskova Çaykovski
Konservatuvarı’nda Prof. Naum
Shtarkman ve Sergei Dorensky ile
çalışma deneyiminiz nasıldı?
Naum Shtarkman ile çalışmak
gerçekten ayrıcalıklı bir deneyimdi.
Moskova’nın eski jenerasyonundan
kalan, o büyük geleneği taşıyan
son hocalardan biriydi. Shtarkman,
Konstantin Igumnov’un öğrencisiydi;
Igumnov, Pabst’ın öğrencisiydi ve
Pabst da Liszt’in öğrencilerindendi.
Dolayısıyla onunla çalışmak, o köklü
gelenekle doğrudan buluşmak
demekti.
Benim için Shtarkman’la bu kadar
yakın çalışabilmek büyük bir şanstı.
Onunla baba-oğul gibi bir ilişki kurduk.
O, her notada hem geçmişin izini hem
de müziğin samimiyetini arardı. Onun
öğrencisi olarak mezun olmak ve o
mirası taşımak benim için büyük bir
onur.
Sergei Dorensky ise bambaşka bir
dünyaydı. Onunla bağım, Naum
Shtarkman’ın oğlu Alexander
Shtarkman sayesinde kuruldu.
Dorensky, Naum Shtarkman’ın
da çok yakın dostuydu. Normalde
sınıfına kolay kolay kimseyi kabul
etmezken, beni dinlemek istedi ve
sonrasında sınıfına alabileceğini
söyledi. Dorensky’nin sınıfı
gerçekten muhteşem ve çok başarılı
piyanistlerden oluşuyordu; asistanları
Nikolay Lugansky, Andrey Pisarev ve
Pavel Nersessian’dı. Bir piyanist için
âdeta bir cennetti. Onunla çalışmak
benim için çok özel bir deneyimdi;
kendisi benim için hem hoca hem de
büyük bir mentordu.
Repertuvarınızı oluştururken nelere
dikkat edersiniz? Çalgı, dönem,
besteciler arasında seçim yaparken
kriterleriniz nelerdir?
Repertuvar seçerken dengeli ve
tematik bir program yaratmaya
çalışıyorum, özellikle solo resitallerde.
Her programın bir hikâyesi olmasını
seviyorum. Rahmaninov başta
olmak üzere Rus bestecilerin
eserlerini çalmak bana her zaman
büyük bir keyif veriyor. Romantik
dönem eserlerini kendime daha
yakın buluyorum ama tabii her
dönemin müziğini seviyor ve icra
etmeye çalışıyorum. Bunun yanında
konserlerimde Türk bestecilerimizin
eserlerine de mutlaka yer vermeye
gayret ediyorum.
Orkestra konserlerinde ise repertuvarı
genellikle orkestra yönetimi veya şefle
birlikte belirliyoruz. Onlara bir liste
sunuyorum; bazen repertuvarımda
olmayan bir konçertoyu da
isteyebiliyorlar. Böyle durumlarda yeni
bir eser öğrenmekten keyif alıyorum.
Benim için önemli olan, o konserin hem
benim hem de dinleyici için anlamlı bir
bütün oluşturması.
Rahmaninov’un müziği size ne ifade
ediyor? Onun eserlerinde sizi en çok
etkileyen yönler nedir?
Rahmaninov’un müziği benim için hem
derin bir iç dünya hem de insana dair
her şeyin yansıması. Onun eserlerinde
büyük bir duygu yoğunluğu ve
olağanüstü bir yapı bütünlüğü var. Bu
iki kutbu bir araya getirebilmesi, onu
benim gözümde benzersiz kılıyor.
Rahmaninov çalarken hissettiğim şey,
sadece notaları seslendirmek değil;
o müziğin içindeki yalnızlığı, özlemi,
insanın kendini arayışını paylaşmak.
Müziğinde hep bir melankoli var
ama aynı zamanda büyük bir güç
de hissediliyor. O, duygularını hiç
saklamıyor ama onları öyle rafine bir
biçimde ifade ediyor ki her cümlesi
derin bir iç konuşmaya dönüşüyor.
Teknik olarak da inanılmaz zengin bir
dünyası var. Kendisi olağanüstü bir
piyanist; el anatomisini, piyanonun
sınırlarını çok iyi bildiği için çalarken
zorlayıcı ama aynı zamanda son derece
doğal hissettiriyor. Onun müziğinde
virtüozite hiçbir zaman amaç değil; o,
duygunun taşıyıcısı.
Geçtiğimiz ay Tambov’da 2.
Konçertosu’nu seslendirdikten sonra
Rahmaninov’un yazlarının çoğunu
geçirdiği ve eserlerinin neredeyse
yüzde 85’ini bestelediği Ivanovka’yı
ziyaret etme fırsatım oldu. Orada,
onun evinde bulunmak beni çok
derinden etkiledi. O günden sonra
Rahmaninov’un eserlerine bakışım
çok daha farklı. Onun o topraklarda,
doğayla iç içe nasıl büyük eserler
yarattığını hissetmek, müziğine olan
bağlılığımı daha da güçlendirdi.
47

