Page 5 - PUSAT SAYI 02
P. 5
OSMANLI KLASİK DÖNEM PUSAT SAYFA 5
EKONOMİSİ
Altı yüzyıllık Osmanlı tarihinin bölümlenmesinde, 1300-1600 yılları arasındaki klasik
dönem, otokratik ve merkeziyetçi yönetimi, ekonomisi ile belirgin ve kendi içinde
bütünlük niteliğine sahip bir dönem olmuştur. (İnalcık, 2009: 39).
Bu dönemde Osmanlının ekonomisi üç temel ilkeye dayanır. Bu ilkeler;
Previzyonizm(iaşecilik): Devlet sınırları içerisinde tüketim mallarının kaliteli, bol ve
uygun fiyata her daim bulunması amacını güden bir ilkedir.
Fiskalizm: Hazineye ait gelirleri mümkün olduğunca en üst seviyeye çıkarmak ve
ulaştığı düzeyin altına inmesini engellemeyi amaçlayan bir ilkedir.
Gelenekçilik: İktisadi ilişkilerde daima kurulu düzenin korunması ve geleneksel
olarak kabul edilmiş kuralların gözetilmesi ilkesidir.
Ekonomi tarıma dayalıydı ve Tımar Sistemi ve Miri Toprak Rejimi fevkalade önem
arz ediyordu. Mirî Topraklar hazineye ait devlet mallarıdır. Toprağın miri statüsünde
olması buralarda oturanları devlet kiracısı yapmış ve bu kiranın ödenmesi için
ürettiklerinin bir kısmını vergi olarak vermesi beklenmiştir. Bu vergileri toplamak
için Tımar sistemi uygulanmış. Bu sistemde devlet doğrudan vergi toplamak yerine,
tımar sahiplerine bırakmıştır. Tımarlılar kendilerine düşen vergi karşılığında askeri
sorumlulukları üstlenmişlerdir.
Tarıma dayalı bir ekonomi olan Osmanlıda Tımar Sistemi büyük bir öneme sahipti.
Bu sistem sayesinde devlet kasasından ekstra maliyet oluşmadan asayiş, üretimde
süreklilik, askeri güç… sağlamaktaydı.
Miri araziler ekili arazilerden oluşmakta ve şahsi kullanıma, miras bırakılmaya,
satılmaya, vakfedilmeye kapalıydı. Bu sayede ülkede tarım toprakları atıl kalmaması
gibi ekonomik, Toprak mülkiyetini dağıtmamak suretiyle ülkeye zarar verecek
organizasyonlara müsaade etmemesi gibi askeri ve miras bırakılarak aristokratik bir
yapı oluşmasına engel olmak gibi sosyal faydalar sağlıyordu.