Page 33 - NABIZ 3
P. 33

Yukarıdaki dizeler Amerikalı şair ve Amerikan edebiyatının ıstıraplı devi Edgar Allen Poe'nun ''Annabel Lee'' isimli bir
          şiiri. İstedik ki siz değerli okuyucularımızla lirizmin doruğundaki bu şiirin öyküsünü paylaşalım

          Küçük yaşta anne ve babasını kaybeden Poe, kuzenlerinden Virginia Clem'le evlenir... Bu sıradan bir evlilik değildir.
          Edebiyat tarihinin unutulmaz hikâyelerinden biridir bu evlilik...
          Kötü alışkanlıkları sebebiyle Virginia üniversitesinden kovulan Poe, şiir yazarak vakit geçirip kurallara uygun hareket
          etmediğinden West Point (ABD Harp Okulu)'den de ayrılmak zorunda kalır...

         Evlendiği zaman beş parası yoktur Poe'nun. Ömrü boyunca da olmamıştır zaten... ''Canavarlar'' adlı eseri üzerinde
                                           tam 10 yıl çalışır... Neredeyse her sayfasını birkaç defa silip tekrar yazan Poe, 10
                                           yılda hazırladığı bu eseri ancak 10 dolara satabilir...
                                           Pek çok insan POEnin bu evliliğinin mutluluk getirmeyeceğine, kısa zamanda
                                           boşanmayla sonuçlanacağına hükmederler... Lakin hiç de öyle olmaz... İkisi bir
                                           arada mutlu ve oldukça romantik bir hayat yaşarlar... Poe, karısını büyük bir
                                           aşkla sever...
                                           Poe ile Virginia'nın yaşadığı ev, her an yıkılacak kadar eski bir viranedir... Ama
                                           kırlar ve elma ağaçlarıyla çevrili güzel bir yerdir... Bahar gelip de güney rüzgârla-
                                           rı esmeye başladığı zaman leylak ve kiraz çiçeklerinin kokusu dolar eve...
                                           Poe bu evi üç dolar aylık kirayla tutmasına rağmen bunu bile ödeyemez... Yeterli
                                           yiyecekleri olmadığından karısı Virginia hastalanır... Lakin paraları da yoktur...
                                           Yiyecek bir şey de alamazlar... Ama mutludurlar... Poe sevgili karısına aşkla şarkı
                                           söylemesini, karısı da onu sevmesini bilir...

                                           Bazen günlerce bir şey yiyip içmeden aç karnına otururlar... Bahçede hindibalar
                                           yetiştiği zaman toplayıp, pişirerek karınlarını doyurmaya çalışırlar... Poe ile
                                           karısının açlıktan öleceklerini hisseden komşuları, acıdıklarından sepetlerle
                                           yiyecek getirirler...

                                           İşte bu evde ölür sevgili Virginia... Aylarca saman dolu yatakta yatarak... Bedeni-  31
                                           ni sıcak tutacak bir elbiseden mahrum olması ölümüne sebep olur Virginia’nın...
                                           Çok soğuk günlerde annesi kollarını, Poe da ayaklarını ovalayarak ısıtmaya çalı-
                                           şırlar onu... Poe, West Point'te giydiği er kaputunu zavallı Virginia'nın titreyen
                                           vücuduna örterken, kedileri de ayakları ucuna yatırarak ve annesiyle durmadan
                                           okşayarak ısıtmaya çalışırlar...
                                           Biricik karısı öldüğü zaman Poe'nun cebinde cenazeyi kaldıracak kadar parası da
                                           yoktur...  Komşulardan  biri  yardım  etmese  sevgili  Virginia'sı  Pottersfield'deki
                                           kimsesizler mezarlığına gömülecektir.

                                           Virginia kış aylarında ölmüştü... Aylar geçer, nice baharlar gelir geçer, kışlar
                                           geçer... Poe, evlendiği ve çok sevdiği tek kadın olan Virginia'yı hiç ‘unutmaz... O
                                           evin bahçesinde oturup yıllarca hasretini çektiği biricik karısı için lirizmin doru-
                                           ğundaki şiirlerini yazar...
                                           İşte “Annabel Lee” de bu masalsı aşkla ve o unutulmaz ıstırapla yazılır... Picasso’nun
                                           bir deyişi vardı; ‘’Sanat, acı ve hüznün çocuğudur.’’ diye... Hewingway de; “Mutlu
                                           bir çocukluk geçirmiş kişi, edebiyatçı olmaz” derdi. Bu ifadelerin somut göstergesidir
                                           ‘’Annabel Lee’’.

                                           ’Annabel’’, Virginia’nın ölüsüne verdiği isimdir Poe’nun...
                                           Eserleri okurken, ardındaki dramı, gamı, kederi de görmek gerekir .Hikayesini bil-
                                           mek anlamını da güçlendirir düşüncesiyle uzun uzun anlattık....  Türkçe çevirisinin
                                           de bu kadar güzel olmasını çevirmen şair Melih Cevdet Anday’a borçluyuz. Ateşten
                                           sözcükler bütünüdür Annabel Lee. Her kelimesi alev alev açan birer çiçek gibidir
                                           Annabel Lee... Okudukca gün kor kızıla çalar, perde perde iner gece...

                                           Not: Tabii böylesine güzel bir şiir şarkıya dönüştürülmemiş olamazdı. Monica
                                           Gil’in kadife sesinden ‘’Annabel Lee’’:
                                           Şarkısını dinlemek isterseniz: https://www.youtube.com/watch?v=LtAXmO0FNj0
   28   29   30   31   32   33   34   35   36   37   38