Page 45 - Münip E-Book
P. 45

DENEME






















             Amadeliğe


             Ahdeden



             Kalbinden Anlaşılır





             ELİF SÖNMEZIŞIK        *



                ular duru, çayırlar yeşil, gök berrak, tuz tatlıydı. Tuz   Bu iş, zamanın işiydi. Hiçbir yerde görünmeyen ama
             Sbile tatlıydı. Tuz bile…                    varlığını hiç unutmadığımız, varlıkların varlığını bilme-
                                                          mizin sebebi olan zaman…
             Ne zaman ki değirmen zamanı öğütmeye başladı önce
             tuz acılaştı, sonra sular bulandı, çayırlar sarardı, gök ka-  Zaman uzadıkça, aktıkça, ilerledikçe, hep yenisi geldik-
             rardı.                                       çe dünya da öğütmeye/eskitmeye devam ediyordu için-
                                                          dekileri. Öyle çalışkandı işte, öyle sebatlı.
             Ki “bir değirmendi dünya” Zarifoğlu'nun güzel deyişiy-
             le. Öğütür, inceltir, un ufak eder, eskitirdi hiç yılmadan   Bu öyle bir akıştı ki gelen gideni aratır oldu. Yeni gelen
             yorulmadan.                                  her gün, her sene, her asır, her çağ bir öncekine özlem

             İnsandaki hayret de bir yere kadardı. Hayret tükenir, za-
             manın öğütme/eskitme gücü tükenmezdi.

             Hayret mola verir, alışır, kabullenir, normalleşir, tevek-
             küle meyleder; hatta tazelenir, şevk verir, yeniden azal-
             maya dönerdi. Ama değirmenin öğütmesi hız kesmez,
             mola vermez, inişli çıkışlı akışlara meyletmezdi.

             Değirmenler saç ağartmazdı ama saç ağartan bir değir-
             mendi bu dünya.
             Hâlbuki dünya mı ağartırdı saçı, içindeki varlıkları eski-
             ten o muydu?


             *  Yazar.


                                                                                            2021/1   43
   40   41   42   43   44   45   46   47   48   49   50