Page 199 - Bir Ölür Bin Doğarız - Kitap
P. 199

Hapishaneleri incelemek ve siyasi tutsak temsilcileri ile

                  görüşmek üzere Almanya ve Yunanistan’dan gelen heyet üye-
                  leri 1 Temmuz tarihinde Sağmalcılar Hapishanesi önünde polis

                  tarafından gözaltına alındı… Yabancılar şubesinde tutulan

                  heyet üyeleri ile birlikte Alman Milletvekili Heidi Lippmann
                  Kasten de 2 Temmuz sabahı sınırdışı edildiler. Oligarşi perva-

                  sızdı.

                         Aileler şimdi daha kararlıydılar ama. 3 Temmuz’da evlat-

                  ları ölüme yatmıştı. Öfke daha bir bileylendi yüreklerinde. Bu
                  defa Adalet Bakanlığı önüne geldiler. Ertesi gün görüşme ko-

                  nusunda söz verildi kendilerine ve o gün için dağıldılar.

                         Tutsak aileleri aldıkları söz üzerine 4 Temmuz günü saat

                  13.30’da Başbakanlık binası önüne gittiler. Fakat Refahlılar söz-
                  lerinde durmayarak görüşme isteklerini reddettiler. Bunun üze-

                  rine aileler Başbakanlık önünde oturma eylemine başladılar.

                  Aileleri çember içine alan polis zor kullanarak dağıttı. 31 tutsak
                  yakını polislerce dövülerek gözaltına alındı.


                         UŞAK HAPİSHANESİNDE KATLİAM

                         Düşman kendi cephesinden bir kez daha kararlılığını or-

                  taya koymuş, faşizmi ve faşizmin politikalarını çözümlemekten
                  uzak kimi sol kesimler, Refah’ın gerçek yüzüyle karşılaşmıştı.

                  Refah emperyalizme ve oligarşiye kendini ispata soyunmuş, bu
                  ispatı da tutsaklar ve kitle hareketine darbe vurmak üzerine

                  kurmuştu. Bunun için “ölmeyecekler” diyordu. “kantinleri bo-
                  şaltmış, stok yapmışlar”, “gizli gizli yiyorlar” diyor, tutsaklara

                  desteğin önünü kesmek için demagojik saldırılar geliştiriyordu.

                         Eylemin her anı bir çatışma, her anı bir kararlılık sava-

                  şıydı. Düşman her güne yeni bir saldırı sığdırıyordu. Tutsaklar

                  da bu saldırılara verecekleri cevabı tartışıyorlardı.

                         İşte bugünlerde, kamuoyu ölümlerin beklendiği değil, bek-



                                                                                                  199
   194   195   196   197   198   199   200   201   202   203   204