Page 218 - Bir Ölür Bin Doğarız - Kitap
P. 218

muş bir silahın kabzasını beraber tutmanın hazzını yaşayan iki

              siper yoldaşı, aynı sloganlarla uğurlanmanın mutluluğunu da
              yaşadılar. Halk hep bir ağızdan, aynı mezarlıkta gömülen siper

              yoldaşlarının hesabının sorulacağını haykırıyordu.

                     TERCİH SIRASI DÜŞMANDA


                     Düşman artık bir tercih noktasına getirilmişti. Ya operas-
              yon yapıp halkın tepkisini, direnişini daha üst boyutlara çıka-

              racaktı. Çünkü o da biliyordu ki, tutsaklar direnecek, yüzlerce

              ölecek ama öldürecekti de, halk daha büyük bir öfkeyle ayağa
              kalkacaktı, devrimci hareket daha büyük bir şiddetle vuracaktı.

              Ya da tutsakların önünde diz çökecekti. İkincisini tercih etti.

                     Düşman 69. gün öğleden sonra Sağmalcılar hapishanesine

              bir heyet göndererek direnişin gücü karşısında geri adım atı-
              yordu. Görüşmeler öğleden sonra saat 14.00’de başladı. Gece

              23.00’e kadar devam etti.

                     Görüşmelere Halkın Hukuk Bürosundan Av. A. Düzgün

              Yüksel, Ercan Kanar (İHD. Şb. Bşk.), Av. Mustafa Üçdere (ÇHD.
              İst. Şb. Bşk.), Av. Kemal Yıldız, Av. Muharrem Çöpür, Av. Eşber

              Yağmurdereli, Yaşar Kemal (Yazar), Zülfü Livaneli (Sanatçı), Av.

              Zekiye Baran, Halil Ergün (Sinema Sanatçısı), İdareyi temsilen
              RP milletvekili Mukaddes Başeğmez (aracı) ve İstanbul Cum-

              huriyet Başsavcısı Ferzan Çitici katıldı.

                     ŞEHİTLERİN GÖRKEMLİ TABLOSU


                     DÜŞMANIN YENİLGİSİNİ KESİNLEŞTİRİYOR

                     Heyette bulunanlar bütün koğuşlardaki eylemcileri, Ölüm

              Oruççularını tek tek ziyaret ettiler. Ve neler sormak istiyorlarsa
              hepsini sordular. Sonuçta, kimsenin zorla eyleme götürülme-

              diği çok açık ortadaydı. Ama daha önemlisi savcısı, aydınıyla
              herkes akıllarının ucundan bile geçirmedikleri o büyük karar-

              lılığı gördüler. Özellikle sanatçılar, belki hiçbir sanat eserinin


                218
   213   214   215   216   217   218   219   220   221   222   223