Page 81 - Kurtuluş Mayıs 2018
P. 81
barikat malzemesi olarak kullanıldı. İki gün Hüseyin Hüsnü şaşkınlıktan konuşamı-
boyunca kesintisiz on binlerce kişi Taksim’e gir- yordu. Sanki düş görüyordu.
mek için polisle çatıştı."
Hasan Ağa sözünü sürdürdü.
Bir başka örnek de tarihimizde çok önemli
— Bana beş yüz şinik buğday mı saldınız?
bir yeri olan 1975'teki Kocamustafapaşa Di-
Neye bu kadar az salma koydunuz bana yiğen?
renişidir: "Kocamustafapaşa halkı bu çatışma-
İki alaya beş yüz şinik buğday yeter mi hiç! Bak
lar sürerken arkadaşlarımıza yardımcı oluyor. yiğen, bu ambardaki salt buğday altı bin iki
Polise karşı kullanılması için evinin balkonun- yüz şinik... Buğdaylar da, arpalar, yulaflar,
daki odunları, dükkanındaki boş şişeleri veren
çavdarlar da, hepsi hepsi, burda her ne varsa,
halktan insanlar, kitleyi gerçekten de fazlasıyla
hepsi Kuvvayi Milliyye'nin, hepsi askerlerimi-
etkiliyor. Ve giderek Kocamustafapaşa halkının
zin... Alın, götürün! Taşıma için araba isterse-
da yürüyüşe katılması, hatta uzun süredir on- niz, arabalarım da var. Arabalarımı da alın
larla birlikteymiş gibi inisiyatif koymaya çalış-
götürün, onlar da askerlerimizin... Yedirin ta-
ması coşkuyla karşılanıyor."
hıllarımı askerlerimize. Burdakiler yetmezse
"Polisin, saldıracağını gören halk, arkadaş- hiç kaygılanmayın, daha da bulur buluşturu-
larımızı evlerine alıp saklamaya başlıyor. Polis ruz. Her ne isterseniz, her neyim varsa, varımı
ise ev ev dolaşıp arama yapıyor. Ve şüpheli kişi- yoğumu vereceğim. Bende yoksa, olanlardan
leri gözaltına alıyor. Hamile bir kadın, evinde ödünç alıp, borç alıp vereceğim. Başka hiçbir
sakladığı arkadaşımıza kocasının pijamalarını umarımız kalmadı yiğen; yeter ki gavuru bu-
verip kendi yatağına yatırıyor." ralara sokmayın. Evimde, odamın duvarına
asılı bir tüfeğim yar, salt bir onu veremem.
Kurtuluş Savaşı da halkımızın hiç beklen-
Çünkü onu kendime ayırdım. Yaşlıyım diye
medik, umulmadık zamanda yaptığı fedakar-
tüfek kullanamam belleme. Düşman buralara
lıklara defalarca tanık olmuştur. Örneğin,
dek girerse o tüfekle namusumuzu koruyup sa-
Kurtuluş Savaşı’nda Balıkesir’deki alayın gi-
derlerini karşılamakta zorluk çekildiği için, vunacağım ölene dek... Hadi şimdi var git güle
köyün zenginlerinden para ve erzak toplana- güle! Bu dediklerimi böylece bir bir anlat! Güle
güle! Benden selam söyle!”
caktır. Para istenecek kişiler arasında Hasan
Ağa da vardır. Ama kendisi çok cimridir; çok Halkımız duyarsız değil. Düzene karşı
zengin olmasına rağmen bugüne kadar hiç büyük bir öfkesi var. Tütünü, fındığı için, ter-
kimseye para vermemiş, yardımı bile dokun- mik santral, HES, maden kazısı tehdidi al-
mamıştır. Eninde sonunda Hasan Ağa’dan beş tında olan doğası, yaşam alanı için, yoksul
yüz şinik buğday isterler. Hasan Ağa, başta mahallelerde yıkım tehdidi altında olan evleri
“çok istiyorsunuz” dese de, ısrarlar sonrasında için mücadele ediyor. Yeri geliyor; polise, jan-
hiç kimsenin beklemediği bir şey olur: “Hü- darmayla çatışıyor. Köylerde ÇED toplantı-
seyin Hüsnü'nün bileğinden tuttu. Tahtadan ları yaptırmıyor, toplantıları basıyor. Öfkesi o
yapılmış bir büyük ambar önüne geldiler. İçeri kadar birikiyor ki; yeri geliyor, bireysel bile
girince Hüseyin Hüsnü şaşıp kalmıştı. Çünkü olsa, devlet binalarının önünde kendini ateşe
içerisi silme, tepeleme tahılla dopdoluydu. veriyor, yazar kasa fırlatıyor...
Hasan Ağa her bölümü Hüseyin Hüsnü'ye ayrı
Halkı savaştırmanın, savaşı halklaştırma-
ayrı gösterip,
nın dünya halklarının mücadele ve devrim de-
— İşte bu bölmede buğday var! Bu bölmede neyimlerinden onlarca örneğini bulabiliriz.
arpa dolu! Bu bölmeye de çavdar yığdık! İşte Örneğin Vietnamlılar aydınlatma amacıyla
burası da yulaf bölmesi, dolu... diyordu. kullandıkları petrol lambalarını, eski parfüm
kurtuluş 81