Page 237 - Olasılıksız
P. 237
Bilim ve Teknoloji Araştırma Biriminin direktörü olan Forsythe
kalabalık bir mahkeme salonunda yargıç karşısına çıktı.
İlgili makamlar, Dr, Forsythe'ın yaptıklarından Şubat'ın
7'sinde New York'ta bir ofis binasında bir bomba patlaması
sonrasında haberdar oldular (bakınız ilgili makale). Dr. Forsythe
ve ekibi itfaiyeciler tarafından enkazın altından çıkarıldı.
Ayrıca üç ceset ,,, ve yüzlerce bilgisayar dosyası çıkarıldı. Dr.
Forsythe'ın bu dosyalan, Philadelphia'daki Amtrak olaylarında
'yasadışı bir FBI' operasyonunu düzenlediği için, UGA'da işine son
verildiğinde çaldığı iddia ediliyor.
Savcılık 'ellerinde çok fazla delil' olduğunu söylediği halde, Dr.
Forsythe bütün suçlamaları reddetti. Ancak, federal yetkililer
kesinlikle suçlu bulunacağına eminler.
"Gerçekten de elimizde dağlar kadar delil var, bir de tanığımız
var... Dr. Forsythe'ın hüküm giyeceğine şüphe yok." Savcılığın
tanığı Bay Steven Grimes UGA'nın çalışanlarından biri.
"Aslında burnumun dibinde nelerin döndüğünü görmediğime
şaşırıyorum," dedi bugün bir açıklama yapan Bay Grimes. "Jimmy'nin
asla hükümetten sırlar çalacağını düşünemezdim.... Savcılığa yardım
etmek için elimden geleni yapacağım. Ben bir Amerikalıyım. İhaneti
asla hoş göremem."
Tversky makalenin devamına baktı, ama ismi geçmiyordu. Birden rahatlayarak bir nefes aldı.
Polis hâlâ Julia'nın ölümüyle ilgili olarak onunla görüşmek istese de, bu olay resmi kayıtlara bir intihar
olarak geçmişti. Tversky gülümsedi. Şansının yaver gitmesine inanamadı. Eğer o gece laboratuvardan
ayrılmasaydı, yakalanacaktı. Hatta patlamada ölebilirdi bile.
Tüm olanlara bakılırsa daha iyi bir durumda olamazdı. Forsythe ihanetten suçlanırken Tversky'nin
korkacağı bir şey yoktu. Forsythe, Tversky'nin Julia'yı öldürdüğünü söylese bile- gerçi söylemesi için
bir neden yoktu ama- kim inanırdı ki ona? Her şey mükemmel bir şekilde bitmişti.
Aslında verilerini kaybetmesi yazık olmuştu, ama David Caine’in yeteneklerini ortaya çıkaran
kimyasal bileşimi yine yapabileceğine inanıyordu. Bir tek zamana ihtiyacı vardı. Şimdi Meksika'da
bolca zamanı olacaktı. Tversky, her gün zar atıp nereye gideceğini belirleyecekti. Eğer ülke içinde
rastgele seyahat ederse David'in onu bulamayacağını biliyordu, daha doğrusu umuyordu.
Bilgisayarı kapatıp kasanın arkasında duran adama yirmi peso verdi. Dışarı çıktı. Bir anda ter
içinde kaldı. Meksika'nın güneşi insanı eritiyordu. Tversky elini gözlerine siper etti. Çok sıcaktı. Birden
bir çöp kokusu sardı her yeri. Sanki tüm diğer duyularını bastırıyordu bu koku.
Hızla arabasına doğru yürüyordu kokudan uzaklaşmak için. Tam o sırada sokağın karşısındaki
dondurmacıyı gördü. Zamanlaması bu kadar iyi olamazdı. İkinci kez ağır kokuyu duyduğundan beri
birden çikolatalı dondurma çekmişti canı. Etrafına bakmadan dondurmacıya gitmek için sokağa atıldı.
Otobüsü gördüğünde artık çok geçti. Tversky havaya uçtu. Yere düşünce de otobüsün ön
lastiklerinin altında ezildi. Kaburgaları aynı anda yüzlerce parçaya ayrıldı ve ciğerleriyle kalbini deldi.
İnsanların, İspanyolca, acil yardım çağırmak için bağırdıklarını duyduğunda bunun için çok geç
olduğunu biliyordu. Karanlık bastırmaya başladığında en azından kokuyu almadığına şükrediyordu.
Neden sokağı geçmek istediğini o anda düşündü. Birkaç saniye daha yaşasaydı kokunun ne anlama
geldiğini, önemini anlayabilirdi; ama zamanı dolmuştu.
Bilinci kaybolurken son bir şey düşündü: 'Dondurma sevmem bile ben'
Saklı Kütüphane 237 www.e-kitap.us