Page 233 - Olasılıksız
P. 233

Lukin'in Coney Island'daki dairesinden D trenine binip bir saatten uzun bir sürede Manhattan'a
               gidebildi. Bir haftadır dışarı çıkmadıklarından dışarıda olmak garip geliyordu. Caine metro peronundan
               inerken  Şimdi'de kalmaya  çalıştı. Eğer HerAn'a  dalıp her bir adımda çevresindeki insanları nasıl
               etkilediğini görürse, çıldırabileceğini biliyordu.
                    Chrysler Binası'nın otuzuncu katına vardığında siyah kravatlı, ince bir adam yanına geldi.
                    "Bay Caine ?"
                    "Evet," dedi Caine.
                    "Merhaba. Ben Marcus Gavin'im," dedi avukat elini uzatarak. "Geldiğinize memnun oldum. Eğer
               beni takip ederseniz size çok heyecan verici bazı haberler vereceğim."
                    Gavin ofisinin kapısını kapayınca bir dosya açtı  ve içinden ince bir kağıt çıkardı. Sanki kâğıt
               dağılacakmış gibi çok dikkatli tutuyordu. Bir an için sanki bunu Caine’e verecekmiş gibiydi; ama fikrini
               değiştirdi ve önüne koydu.
                    "Size biraz su veya kahve getireyim mi?" dedi avukat zaman kazanmaya çalışarak.
                    "Hayır, teşekkür ederim. Gayet iyiyim."
                    "Peki," dedi Gavin boğazını temizleyerek. "Eminim neden burada  olduğunuzu merak
               ediyorsunuzdur."
                    'Tabii," diye yalan söyledi Caine. Zaten biliyordu, ama bilmiyor gibi yapmanın daha iyi olacağını
               düşünmüştü.
                    "Şey...aslında bu biraz garip bir durum," dedi Gavin tedirgin bir şekilde kalemiyle masaya vurarak.
               "Bay Caine, Thomas DaSouza'nın yakın dostu olduğunuzu tahmin ediyorum."
                    "Evet," dedi Caine. "Gerçi son birkaç yıldır görüşemedik."
                    "Öyle mi? O zaman bu  daha  da garip bir  durum." Gavin kahvesini aldı ve bir yudum içti.
               Konuşmaya başladığında sesi daha iyi çıkıyordu. "Bilmiyorum duydunuz mu ama bir hafta kadar önce
               bir kaza oldu ve Bay DaSouza çok ağır yaralandı. Şu anda Albert Einstein Tıp Merkezinde. Doktorlar
               ellerinden gelen her şeyi yaptılar ama sonuç yine de pek iyi değil. Ne yazık ki Bay DaSouza'nın beyni
               durdu ve iyileşme şansı da yok. Çok özgünüm."
                    Caine bir an için gözlerini kapadı. Tommy'nin halini bilse de bunu duymak kolay değildi.
                    "Tabii  siz muhtemelen neden  sizi buraya çağırıp bunları anlattığımı merak  ediyorsunuz," dedi
               Gavin. Birden tedirginliği gitmişti, heyecanlanmıştı. Kötü  haberi  vermişti,  şimdiyse iyi  haberi verme
               zamanıydı. "Şu elimde tuttuğum," Gavin dikkatle kâğıdı kutsal bir şeymiş gibi aldı, "Bay DaSouza'nın
               son vasiyeti. Buzdolabının üzerinde duruyordu."
                    Bunu Caine’e verdi. Caine kâğıdı geri vermeden şöyle bir baktı.
                    "Sizi varisi ilan etmiş ve tüm yetkilerini size devretmiş," Gavin devam etti Caine’e bakarak. "Bay
               DaSouza piyangodan 240 milyon dolar kazanmıştı. Tabii ki bu para siz -" Gavin sesini alçalttı, "onun
               fişini çekmeye karar verinceye kadar..."
                    Bir an için duraksadı Caine bunu algılayabilsin diye. "Bay DaSouza'nın akrabası olmadığı için bu
               kararı sizin vermeniz gerekiyor."
                    "Ya öyle bir karar vermezsem?" diye sordu Caine.
                    "Ne demek karar vermemek? Neyin kararını vermemek?"
                    "Yani diyelim ki, Tommy'nin hayat destek ünitesini kapattırmamaya karar verdim. O zaman ne
               olur?"
                    "O zaman...o zaman bankadaki parasının faiziyle neredeyse sonsuza dek aletlere bağlı kalabilir.
               Siz de yılda 100.000 dolarlık bir maaş alırsınız onun işlerini yürütmek için.”
                    "Hangi işleri?" diye sordu Caine.
                    "Vasiyetinde eğer ona bir  şey olursa  parasını iyi işlerde kullanılmasını istediğini ve insanların
               hayatının iyileştirilmesini istediğini yazmıştı. Bunlar kendi sözleri. Sizin de bu paraların nasıl





               Saklı Kütüphane                             233                                 www.e-kitap.us
   228   229   230   231   232   233   234   235   236   237   238