Page 781 - Yaratılış Atlası 4. Cilt
P. 781

Harun Yahya






                 ... Genel olarak Selenka Expedition olarak bilinen ve fosil araştırmalarının yapıldığı süreç, Java Adamı ile il-
                 gili varsayımların doğruluğunu göstermeye azimli olan 19 evrimciyi içeriyordu. Ancak söz konusu evrimci-
                 lerin hazırladıkları 342 sayfalık bilimsel bir raporda Java Adamının şüphe götürmeyecek şekilde insanın ev-
                 riminde hiçbir rol oynamadığı açıkça belirtilmiştir.


                 Bütün bunlara rağmen, Times dergisi şaşırtıcı şekilde Java Adamından utanmazca insanın evrimsel atasıymış
                 gibi bahseden "How Man Began" başlıklı makaleyi yayınlamıştır.          39

                 İşte Darwinist yayınlar bu şekilde Darwinist aldatmacanın bir parçası haline gelirler. Önde gelen
             profesörlerin ve bilim adamların yazdıkları Darwinist kitaplar da, gerçek bilimsel deliller yerine, tama-

             men aldatmacaya dayanan bu sahte senaryoları tekrar etmektedir. Literatürden çıkarılmış, geçersizliği
             bilimsel olarak ispatlanmış kafataslarının evrime delilmiş gibi halen gündemde tutuluyor olmasının se-
             bebi de bu aldatmacayı sürdürebilmektir. Evrimci zoolog Robert Martin bu konuyla ilgili olarak New
             Scientist dergisine şunları söylemiştir:

                 Son yıllarda çeşitli yazarlar insanın kökeni ile ilgili popüler kitaplar yazdılar. Bunların tümü, gerçekler ve

                 objektiflik yerine fantaziler ve subjektiflik üzerine kuruluydu.     40

                 Şu anda, Darwinistlerin sözde insanın evrimine delil olarak gösterebilecekleri tek bir kafatası, tek bir
             kemik parçası bile bulunmamaktadır. Bu gerçeği ikrar edemeyen Darwinistlerin çürük yöntemi ise, sah-
             te ara form fosilleri sunarak aldatmacaya devam etmektir.




               10. "Australopithecuslar İnsanın Atasıdır" İddiası Bir Sahtekarlıktır

                 Darwinistler için insanın evrimi konusu hayati önem taşır. Yıllardır insanlara telkin etmeye çalıştık-

             ları şey, insanın sözde evrimleşmiş bir hayvan olduğu yalanıdır. Bu yalanı ayakta tutabilmek için var
             güçleriyle çabalar, hiç durmadan en ilgisiz konularda bile insanın sözde hayvan ataları olduğu düşün-
             cesini yerleştirmeye çalışırlar. Bu konuda başvurdukları aldatmacalar ise hayret vericidir. Çoğu zaman
             hiç ilgisi olmayan fosil bulguları dahi, şekilden şekile sokularak insansı bir varlıkmış gibi gösterilmeye
             çalışılır. Öyle ki Darwinistler, sonradan bir yaban domuzuna ait olduğu anlaşılan tek bir diş fosilinden

             Nebraska adamını oluşturmuş, bu hayali insansının ailesiyle birlikte sosyal hayatını resmekmekte sakın-
             ca görmemişlerdir. Bu şaşırtıcı çabanın en önemli örneklerinden bir tanesi de uzun zamandır sürdürülen
             Australopithecusların insanların sözde maymunsu atası olduğuna dair iddialardır.

                 Australopithecuslar, soyu tükenmiş maymun türleridir. "Güney maymunu" anlamına gelen bu canlı-
             lar, Darwinistler tarafından insanların sözde ilk maymunsu ataları olarak kabul ettirilmeye çalışılır.
             Soyu tükenmiş olmaları nedeniyle tüm diğer örneklerde olduğu gibi bu maymun türü de, evrimciler ta-
             rafından bir spekülasyon malzemesi olarak kullanılmıştır. Fakat Darwinistlerin Australopithecuslar üze-
             rine türettikleri senaryolar, diğer tüm örneklerde olduğu gibi yine bir aldatmacaya dayanmaktadır.

                 Australopithecusların ilk olarak Afrika'da 4 milyon yıl kadar önce ortaya çıktıkları ve 1 milyon yıl ön-
             cesine kadar da varlıklarını sürdürdükleri sanılmaktadır. Burada önemle belirtilmesi gereken gerçek ise,
             Australopithecusların tümünün, günümüz türdeşlerine benzeyen soyu tükenmiş maymunlar olmalarıdır.

             Hepsinin beyin hacimleri, günümüz şempanzelerininkiyle aynı veya onlarınkinden daha küçüktür. Dört
             ayakları üzerinde yürürler. Ellerinde ve ayaklarında günümüz maymunlarındaki gibi ağaçlara tırman-
             maya yarayan çıkıntılar mevcuttur ve ayakları dallara tutunmak için kavrayıcı özelliklere sahiptir.
             Boyları kısadır (en fazla 130 cm) ve aynı günümüz maymunlarındaki gibi erkek Australopithecus, dişisin-
             den çok daha iridir. Kafataslarındaki yüzlerce ayrıntı, birbirine yakın gözler, sivri azı dişleri, çene yapı-

             sı, uzun kollar, kısa bacaklar gibi birçok özellik, bu canlıların günümüz maymunlarından farklı olma-
             dıklarını gösteren delillerdir.
                 Australopithecuslar açıkça birer maymun türü olmalarına rağmen Darwinistler tarafından iki ayak

             üzerinde yürümeyi başaran canlılar olarak tanımlanmaktadırlar. Bu bir aldatmacadır, çünkü
             Australopithecuslar ile ilgili olarak elde bulunan fosillerden bu hayali senaryoyu doğrulayan tek bir ör-






                                                                                                                          Adnan Oktar    779
   776   777   778   779   780   781   782   783   784   785   786