Page 785 - Yaratılış Atlası 4. Cilt
P. 785
Harun Yahya
1985 yılında, aynı iskelet, bu kez Erik Trinkhaus isimli antropolog tarafından incelendi. Bu inceleme
Neandertallerin dik yürüyebildiğini doğrulamanın yanı sıra, o zamana dek gizli kalmış bir gerçeği de
ortaya çıkarıyordu: Marcellin Boule, Neandertal'i kasıtlı olarak eğik göstermişti. 1950'li yıllarda sapta-
48
nan eklem rahatsızlığı bu canlının dik yürümesine engel değildi. Anlaşılan, bir Darwinist olan Boule,
Neandertalin gerçek bir insan gibi dik yürüdüğünü kabullenmek istememişti.
E. Trinkaus ve W. W. Howells Scientific American dergisine yaptıkları açıklamada bu konuda şu yo-
rumu yapmışlardı:
Bugün pek çok bilim adamı Neandertal insanının tamamen dik olarak ayakta durduğu ve bir hastalık olmadığı
durumlarda, özelliklerinin günümüz insanından hiçbir farkı olmadığı hakkında fikir birliği içindedirler. 49
Öte yandan Neandertallerin kafatası hacminin büyüklüğü de evrimcileri bu konuda çelişkili bir du-
ruma soktu. Bunun nedeni ise, Neandertallerin kafatası hacminin 1700 cc civarında olmasıydı. Bu rakam
günümüz insanınkinden 200 cc daha büyüktür. Homo Sapiens'ten büyük kafatasına sahip olan
Neandertallerin evrimsel yönden sözde "ilkel" bir tür olması, teori adına büyük bir tezattır.
Neandertal uzmanı Erik Trinkhaus bu tür ile ilgili gerçeği şu sözlerle itiraf etmiştir:
Neandertallerin anatomisinde ya da hareket, alet kullanımı, zeka seviyesi ve konuşma kabiliyeti gibi özellik-
lerinde modern insandan aşağı sayılabilecek hiçbir şey yoktur. 50
Kuşkusuz Neandertaller, bir insan ırkı oldukları için, günümüz ırkları ile aynı özelliklere sahiptiler.
Neandertal insanı yetenekli bir alet yapıcısı ve başarılı bir avcıydı. Hatta müzik ve sanatla uğraşıyordu.
Tıpkı günümüzdeki toplumlar gibi kültürel ve sosyal bir yapıya sahipti, dini inanışları vardı. 51
Dolayısıyla Neandertallerin oluşturduğu medeniyet, günümüz medeniyetlerinden çok da farklı değildi.
Neandertallerle ilgili Darwinistleri çıkmazda bırakan bir başka konu ise zamanlama problemidir.
Bulunan fosiller, Neandertallerle günümüz insanının aynı zamanda yaşadığını, hatta çeşitli durumlarda
daha sonra bile yaşadığını göstermektedir. California Üniversitesi'nden evrimci biyolog Francisco J.
Ayala, bu durumu şu şekilde itiraf etmektedir:
Neandertallerin anatomik olarak modern insanların atası olduğu düşünülüyordu, ama şimdi modern insan-
ların en azından 100.000 yıl önce ortaya çıktığını biliyoruz, Neandertal fosillerinin ortadan kaybolmasından
çok daha önceleri. Orta Doğu'daki mağaralarda anatomik olarak modern olan insanların fosillerinin hem
Neandertalleri takip etmesi hem de onlardan önce gelmesi şaşırtıcıdır. Bu mağaralardaki bazı modern insan-
lar 120.000-100.000 yıl öncesine aittirler, Neandertaller ise 60.000-70.000 yıllıktırlar; modern insanlardan
40.000 yıl sonra gelirler. İki formun başka bölgelerden göç ederek tekrar tekrar birbirlerinin yerine mi geç-
tikleri yoksa bir arada mı oldukları veya melezlenmenin mi olduğu belirgin değildir. 52
Dolayısıyla insanın sözde maymunsu atası olarak gösterilmeye çalışılan Neandertaller, soyu tüken-
miş bir insan ırkıdır. Günümüzde insanların kendi ırklarına özgü farklı özellikler göstermesi gibi, bu tür
de yalnızca farklı ırk özelliklerine sahiptir. Bu özelliklerin evrime bir delil olarak kullanılması büyük bir
sahtekarlıktır. Nitekim Neandertal adamı fosili 1978 yılında literatürden çıkarılmıştır. Ancak
Neandertaller halen, evrimin en büyük kanıtıymış gibi Darwinist kaynaklarda yer almaya devam et-
mektedir.
Günümüzde Neandertal adamı ile ilgili spekülasyonların hala bazı evrimci yayınlarda sürdürülme-
sindeki amaç, Neandertallerle ilgili gerçekleri bilmeyen, bu sahte ara formun bilimsel anlamda iptal
edilmiş olduğunun farkında olmayan kişileri etkileyebilmek, onları aldatabilmektir. İşte bu nedenle
Australopithecuslar ve Neandertallerle ilgili gerçeklerin her fırsatta gündeme getirilmesi ve Darwinist al-
datmacaya son verilmesi büyük önem taşımaktadır.
Adnan Oktar 783