Page 97 - Zamansızlık ve Kader Gerçeği
P. 97

Harun Yahya (Adnan Oktar)                  95


                 mak ta ol du ğu nuz bin yıl sü re li bir gün de yi ne O'na yük se lir. (Sec -
                 de Su re si, 5)
                 Bu ayet ler, za ma nın iza fi ye ti nin çok açık bi rer ifa de si dir. Bi lim ta ra -
            fın dan 20. yüz yıl da ula şı lan bu so nu cun bun dan 1400 yıl ön ce Ku ran'da
            bil di ril miş ol ma sı ise, el bet te, Ku ran'ın za ma nı ve me ka nı tü müy le sa rıp
            ku şa tan Al lah'ın in dir di ği nin bir de li li dir.
                 Ku ran'ın da ha pek çok aye tin de kul la nı lan üs lup açık ça za ma nın bir
            al gı ol du ğu nu or ta ya koy mak ta dır. Özel lik le de kıs sa lar da bu an la tı mı
            gör mek müm kün dür. Ör ne ğin Al lah Ku ran'da bah se di len mü min bir top -
            lu luk olan Kehf eh li ni üç yüz yı lı aş kın bir sü re de rin bir uy ku ha lin de tut -
            muş tur. Da ha son ra uyan dır dı ğın da ise bu ki şi ler za man ola rak çok az bir
            sü re kal dık la rı nı dü şün müş ler, ne ka dar uyu duk la rı nı tah min ede me miş -
            ler dir:

                 Böy le lik le ma ğa ra da yıl lar yı lı on la rın ku lak la rı na vur duk (de rin
                 bir uy ku ver dik). Son ra iki grup tan han gi si nin kal dık la rı sü re yi
                 da ha iyi he sap et ti ği ni be lirt mek için on la rı uyan dır dık. (Kehf Su -
                 re si, 11-12)
                 Böy le ce, ara la rın da bir sor gu la ma yap sın lar di ye on la rı di rilt tik
                 (uyan dır dık). İç le rin den bir söz cü de di ki: "Ne ka dar kal dı nız?"
                 De di ler ki: "Bir gün ve ya gü nün bir (kaç sa at lik) kıs mı ka dar kal -
                 dık." De di ler ki: "Ne ka dar kal dı ğı nı zı Rab bi niz da ha iyi bi lir...
                 (Kehf Su re si, 19)
                 Aşa ğı da ki ayet te an la tı lan du rum da za ma nın as lın da psi ko lo jik bir
            al gı ol du ğu nun önem li bir de li li dir.

                 Ya da al tı üs tü ne gel miş, ıs sız du ran bir şeh re uğ ra yan gi bi si ni
                 (gör me din mi?) De miş ti ki: "Al lah,  bu ra sı nı ölü mün den son ra na -
                 sıl di ril te cek miş?" Bu nun üze ri ne Al lah, onu yüz yıl ölü bı rak tı,
                 son ra onu di rilt ti. (Ve ona) De di ki: "Ne ka dar kal dın?" O: "Bir gün
                 ve ya bir gün den az kal dım" de di. (Al lah ona:) "Ha yır, yüz yıl kal -
                 dın, böy ley ken yi ye ce ği ne ve içe ce ği ne bak, he nüz bo zul ma mış;
                 eşe ği ne de bir bak; (bu nu yap ma mız) se ni in san la ra ib ret-bel ge si
                 kıl ma mız için dir. Ke mik le re de bir bak na sıl bi ra ra ya ge ti ri yo ruz,
   92   93   94   95   96   97   98   99   100   101   102