Page 118 - Gerçeği Düşündünüz Mü
P. 118
GERÇEĞİ DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ?
geçirmeyen beyninizde bir orkestranın senfonilerini dinlersi-
niz, kalabalık bir ortamın tüm gürültüsünü duyarsınız, bir
yaprağın hışırtısından jet uçaklarının gürültüsüne dek geniş
bir frekans aralığındaki tüm sesleri algılayabilirsiniz. Ama o
anda hassas bir cihazla beyninizin içindeki ses düzeyi ölçülse
burada derin bir sessizliğin hakim olduğu görülecektir.
Koku algımızın oluşması da buna benzerdir: Vanilya
kokusu, gül kokusu gibi uçucu moleküller, burnun epitelyum
denilen bölgesindeki titrek tüylerde bulunan alıcılara gelir ve
bu alıcılarda etkileşime girerler. Bu etkileşim beynimize elek-
trik sinyali olarak iletilir ve koku olarak algılanır. Sonuçta
bizim güzel ya da çirkin diye adlandırdığımız kokuların hepsi
uçucu moleküllerin etkileşimlerinin elektrik sinyaline dönüş-
türüldükten sonra, beyindeki algılanış biçiminden başka bir
şey değildir. Bir parfümü, bir çiçeği, sevdiğiniz bir yemeği,
deniz kokusunu, hoşunuza giden ya da gitmeyen her türlü
kokuyu beyninizde algılarsınız. Fakat koku molekülleri beyne
hiçbir zaman ulaşamazlar. Ses ve görüntüde olduğu gibi bey-
ninize ulaşan yalnızca elektrik sinyalleridir. Sonuç olarak,
doğduğunuz andan itibaren dışarıdaki nesnelere ait olarak
bildiğiniz kokular duyu organlarınız aracılığı ile hissettiğiniz
elektrik uyarılarıdır. Bir kokunun dışarıdaki gerçek haliyle
hiçbir zaman muhatap olmazsınız.
Benzer şekilde, insan dilinin ön tarafında da dört farklı tip
kimyasal alıcı vardır. Bunlar tuzlu, tatlı, ekşi ve acı tadlarına
karşılık gelir. Tat alıcılarımız bir dizi kimyasal işlemden sonra
bu algıları elektrik sinyallerine dönüştürür ve beyne iletir-
ler. Bu sinyaller de beyin tarafından tat olarak algılanır-
lar. Bir çikolatayı ya da sevdiğiniz bir meyveyi
116