Page 125 - Gerçeği Düşündünüz Mü
P. 125
Harun Yahya (Adnan Oktar)
uykusunda gördüğü bu rüya o kadar nettir ki, keyifle araba-
nın kontağını açıp motora yavaş yavaş gaz verir ve sonra ani-
den pedala basıp arabayı adeta sıçratır. Yolda hızla giderken
ağaçlar ve yol çizgileri süratten adeta blok bir görüntü oluş-
turur. Bir yandan da temiz Boğaz havasını alır. Tam arkada-
şına itiraz etmeye, o anda maddenin aslını gördüğünü anlat-
maya hazırlanırken saatinin ziliyle uyanır. Ancak ne ilginçtir
ki, rüyasında maddenin aslıyla muhatap olmadığımız gerçeği-
ne itiraz eden bu insan, uyanıkken de gördüklerinin zihninde
oluşan kopya görüntüler olduğunu anlatan bir arkadaşı
yanında olsa, ona da aynı şekilde itiraz edecektir.
İnsanlar rüyalarından uyandıklarında o ana kadar görmüş
olduklarının hayal olduğunu anlarlar, ama "uyanma" görüntü-
süyle başlayan ve "gerçek" dedikleri hayatın gerçek yapısından
nedense hiç kuşkulanmazlar. Oysa, "gerçek hayatımız" dediği-
miz görüntüleri algılayış şeklimiz, rüyalarımızı algılayış şekli-
mizle tamamen aynıdır. Her ikisini de zihnimizde görürüz. Ve
rüyalarımızdan uyandırılmadığımız sürece, onların bir hayal
olduğunu anlamayız. Ancak uyandığımız zaman "demek ki gör-
düklerim bir rüyaymış" deriz. Öyle ise şu anda gördüklerimi-
zin bir rüya olmadığını nasıl ispatlayabiliriz? Sadece henüz
uyandırılmamış olduğumuz için, içinde bulunduğumuz anı ger-
çek zannediyor olabiliriz. Her gece gördüğümüz rüyalardan
daha uzun süren bu rüyadan bir gün uyandırıldığımızda, bu
gerçekle karşılaşacak olabiliriz. Ve bunun aksini söyleyerek
ispatlayabileceğimiz hiçbir delilimiz yoktur.
Dünya hayatının bir rüya gibi olduğu, bu rüyadan "büyük
bir uyanış" ile uyanıldığında ancak insanların rüya gibi
bir alemde yaşadıklarını anlayacakları, İslam
123