Page 36 - Gerçeği Düşündünüz Mü
P. 36
GERÇEĞİ DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ?
Şu da bir ger çek tir ki, bu ön yar gı lar, pe şin hü küm ler ço -
ğu za man ki şi nin ken di sin den kay nak la nır. İn san doğ du ğu
gün den iti ba ren için de bu lun du ğu top lum ta ra fın dan sa yı sız
ön yar gı ya bağ lan ma ya mah kum edi lir. Ai le si, ya kın çev re si,
ar ka daş la rı onun de ğer yar gı la rı nı be lir ler. Özel lik le gü nü -
müz top lum la rın da med ya in san la rı bel li ko nu lar da şart lan -
dır ma yö nün de bü yük bir et ki ye sa hip tir. Ga ze te ve te le viz -
yon lar, on la rı iz le yen le re pek çok iyi şe yi kö tü, kö tü şe yi de
iyi gi bi gös ter me et ki si ne sa hip tir ler.
Toplumun kendisine aşıladığı önyargıları tümüyle kabul
etmiş olan insan ise şahsiyetinden çok şey yitirmiştir. Kendi
aklı ile değil, dışarının telkinleri ile hareket etmektedir. Söz
konusu insan bu şekilde, ancak kendisine doğru olarak göste-
rilen değerleri doğru kabul eder. Her çağda her toplumun
farklı doğrulara inandığını düşünürsek, topluma kayıtsız şartsız
uymanın hiçbir anlam taşımadığını görebiliriz. Bazı toplumlar
için yamyamlık doğal karşılanır, ya da faşist bir toplumda (Nazi
Almanyası gibi) yarı deli bir lidere kayıtsız şartsız itaat etmek
doğru olarak kabul edilir. Örnekleri çoğaltabiliriz, ama özetle
söylemek istediğimiz, toplumun yanlış telkinlerinden bağımsız
olarak düşünebilmenin akıl sahibi bir insana yaraşır bir tavır
olduğudur.
Toplumun, hakkında sayısız önyargı oluşturduğu konuların
başında din gelir. Özellikle medyanın bazı kesimlerinin yaptığı
telkin, din hakkında bazı kimseler için aşılması zor peşin
hükümler meydana getirmiştir. Hiçbir doğruluğu olmayan tel-
kinlerin bir sonucu olarak, din, pek çok insanın fazla önem-
semediği, üzerinde düşünme gereği hissetmediği ve
mümkün olduğunca uzak durmaya çalıştığı bir kav-
34