Page 37 - Gerçeği Düşündünüz Mü
P. 37
Harun Yahya (Adnan Oktar)
ramdır. Bu düşünce yapısına sahip kişilerin, genelde pek bilin-
çli bir şekilde böyle bir tutum izledikleri söylenemez. Bu kişi-
lere sorulsa muhtemelen dindar olduklarını belirteceklerdir,
ama gerçekte din onlar için, hayatlarında en az önem verdik-
leri konulardan biridir.
Aslında bu kişi hayatında bir kez bile oturup, ciddi bir
şekilde, din ve kendisinin din hakkındaki düşünce ve davra-
nışları hakkında da düşünmemiştir. Din ahlakının neden var
olduğu gibi bir soru üzerinde hiç kafa yormamıştır. Onun
yanlış bakış açısında göre din; genellikle yaşlı insanları ilgilen-
dirir, bazı doğru ahlaki değerleri savunur, fakat bununla bir-
likte pek çok "can sıkıcı" yasak ve kısıtlama getirir. Dine dair
uygulamaların bazılarını doğru ve yerinde, bazılarını ise kendi
aklınca eski ve "çağdışı" bulur. (Allah'ı ve İslam'ı tenzih ede-
riz.) Yine de genellikle açıkça dini inkar etmez. Ama başta
söylediğimiz gibi, din ahlakından mümkün olduğunca uzak
durur. Dindar olduğunu düşündüğü kişilerle asla görüşmek,
konuşmak, hatta aynı ortamda bulunmak istemez. Bu önyar-
gılı ve çarpık bakış açısına göre onlar korkunç ve karanlık
insanlardır. Oysa bu kişi büyük bir yanılgı içindendir. İslam
dini estetiği, kaliteyi, asaleti, nezaketi, güzelliği, sevgiyi, içten-
liği, merhameti, sevecenliği, düşünmeyi, araştırmayı, akılcı
olmayı gerekli kılan, samimi olarak bu ahlakı yaşayanları
manen çok üstünleştiren bir dindir.
Di ne yö ne lik bu yan lış ba kış açı sı, vur gu la dı ğı mız gi bi, top -
lu mun ba zı ke sim le ri nin ver di ği tel kin le ri doğ ru dan ka bul et -
mek ten, kı sa ca sı ba ğım sız ola rak dü şün me mek ten kay nak -
la nır. Dü şün me nin öne mi ise, İs lam'ın te mel kay na ğı
olan Ku ran ayet le riy le ha ber ve ril miş tir:
35