Page 86 - Darwinistlerin Beklediği Cevaplar
P. 86
rin önemli bir parças›n› oluflturur. Acaba, yaz›da bu sat›rlar yaz›l›rken,
tesadüflerden, fluursuz atomlardan bahsedildi¤i fark edilmifl midir?
Yoksa y›llard›r ezberlenen evrimci senaryolar art arda, düflünmeden, ez-
bere s›ralamakta m›d›r? Söz konusu ifadeler flöyledir:
DNA ile bafllayarak bir ilkel ata bakteri, ad›m ad›m, yanl›fll›klar yaparak, hata-
lar› eleyerek, daha karmafl›k tasar›m ve yap›mlar› deneyerek bugünkü organiz-
malara vard›.
fiimdi bu iddian›n ne kadar büyük bir bat›l inanc›n izlerini tafl›d›¤›-
na bakal›m. Bu evrimci iddiaya göre, bilinçsiz, kör, ak›ls›z, bilgisi ve ira-
desi olmayan atomlar, tesadüfler sonucunda biraraya gelmifllerdir. Ve
tesadüfler birbirini izlemifl, bu fluursuz atomlar, milyarlarca y›l sonra
"bugünkü organizmalar›" yani kendi kendilerini elektron mikroskobu
ile inceleyen atom mühendislerini, biyoloji profesörlerini, beyin cerrah-
lar›n›, avukatlar›, üniversite ö¤rencilerini, genetik mühendislerini ve ya-
zarlar› oluflturmufllard›r. Ve bu fluursuz atomlar bu süreç içinde de son
derece bilinçli ve planl› çal›flm›fllard›r. Sanki ileride ne meydana getire-
ceklerini biliyorlarm›fl gibi, tespit ettikleri hatalar› elemifller, yerine do¤-
rular› gelene kadar sab›rla milyonlarca y›l kaybolmadan, birbirlerinden
ayr›lmadan, her türlü koflula dayanarak beklemifllerdir. Üstelik bu ara-
da deneme yan›lmalar yapm›fllar, adeta bir kimya, fizik veya biyoloji
profesörü gibi son derece zekice ve planl› yöntemler izlemifllerdir. Örne-
¤in, göz oluflmadan önce, sanki gözün oluflaca¤›n› biliyorlarm›fl gibi, ka-
fatas›nda simetrik ve gözün yap›s›na en uygun büyüklük ve derinlikte
göz çukurlar›n› açmay› ihmal etmemifllerdir. Yine evrimcilere göre fluur-
suz atomlar ve tesadüfen geliflen do¤a olaylar› o kadar ak›ll›, o kadar
uyumlu ve o kadar planl› ve disiplinlidir ki, tüm insanlar›n akl›n›n bira-
raya gelip yapamayacaklar›n› onlar yavafl yavafl yapm›fllard›r.
Üstelik, söz konusu yaz›da, fluursuz atomlar›n bu "fluurlu" davran›fl-
lar› bir katibin bir melodinin notalar›n› kopyalamas›na da benzetilmifl-
tir. Bu benzetmeye göre, ilk DNA bir melodidir. Ve melodinin notalar›n›
kopyalayan katip bir hata yapt›¤›nda armonik uyum bozulaca¤› için ha-
tal› notan›n at›laca¤› söylenmifltir. Katip hofl bir nota eklendi¤inde ise
bunun di¤er notalara eklenece¤i belirtilmifltir. Ve böylece bir orkestra
84 HARUN YAHYA