Page 675 - Yaratılış Atlası 2. Cilt
P. 675
Harun Yahya
Homo erectus kafatasla-
r›nda bulunan büyük kafl
ç›k›nt›lar›, geriye do¤ru
e¤imli al›n yap›s› gibi
özellikler, günümüzde
yaflayan baz› ›rklarda da
görülür. Alttaki yerli in-
sanda oldu¤u gibi.
nın "bir Neandertal kafatasına aşırı derecede benzediğini" yazar. 152 Ne-
andertaller biraz sonra inceleyeceğimiz gibi günümüz insanın bir ırkıdır-
lar. Dolayısıyla Homo erectus da yine günümüz insanın bir ırkıdır.
Nitekim evrimci paleoantropolog Richard Leakey bile Homo erectus'un
günümüz insanı ile olan farklılığının ırksal farklılıktan öte bir anlam taşıma-
dığını şöyle ifade eder:
Herhangi bir kişi farklılıkları fark edebilir: Kafatasının biçimi, yüzün açısı, kaş çıkın-
tısının kabalığı vs. Ancak bu farklılıklar bugün değişik coğrafyalarda yaşamakta olan insan ırklarının birbir-
leri arasındaki farklılıklardan daha fazla değildir. Böyle bir varyasyon, topluluklar birbirlerinden uzun za-
man aralıklarında ayrı tutuldukları zaman ortaya çıkar. 153
Connecticut Üniversitesi'nden Prof. William Laughlin, Eskimolar ve Aleut Adaları insanları üzerin-
de uzun yıllar anatomik incelemeler yapmış ve bu insanlar ile Homo erectus'un şaşırtıcı derecede birbir-
lerine benzediklerini görmüştür. Laughlin'in vardığı sonuç, tüm bu ırkların gerçekte Homo sapiens türü-
ne (günümüz insanına) ait farklı ırklar olduğudur:
Hepsi Homo sapiens türüne ait olan Eskimolar ve Avustralya yerlileri gibi uzak gruplar arasındaki büyük
farklılıkları dikkate aldığımızda, Homo erectus'un da kendi içinde farklılıklar taşıyan bu türe (Homo sapiens'e)
ait olduğu sonucuna varmak çok mantıklı gözükmektedir. 154
Homo erectus'un yapay bir sınıflama olduğu, Homo erectus kategorisine dahil edilen fosillerin gerçek-
te Homo sapiens'ten ayrı bir tür sayılacak kadar farklılık taşımadığı, son yıllarda bilim dünyasında gide-
rek daha fazla dile getirilmektedir. American Scientist dergisinde, bu konudaki tartışmalar ve 2000 yılın-
da bu konuda yapılan bir konferansın sonucu şöyle özetlenmektedir:
Senckenberg konferansına katılanların çoğu, Michigan Üniversitesi'nden Milford Wolpoff, Canberra Üniver-
sitesi'nden Alan Thorne ve meslektaşları tarafından başlatılan ve Homo erectus'un taksonomik statüsünü ele
alan ateşli tartışmaya dahil oldular. Bunlar (Wolpoff ve Thorn) güçlü bir şekilde, Homo erectus'un bir tür ola-
rak geçerliliği bulunmadığını, tamamen ortadan kaldırılması gerektiğini savundular. Homo cinsinin tüm üye-
leri, 2 milyon yıl öncesinden günümüze kadar, varyasyona oldukça açık ve geniş alanlara yayılmış tek bir
tür, yani Homo sapiens türüydü onlara göre, ve bu tür içinde doğal kırılmalar ve alt bölünmeler bulunmuyor-
du. Konferansın konusu, Homo erectus'un var olmadığıydı. 155
Adnan Oktar 673